Karaman Konya'nın önüne geçti

Geçtiğimiz günlerde Konya’da meydana gelen 5 büyüklüğündeki deprem, Orta Anadolu’nun sanayi geleceği açısından kritik bir kırılma noktası yarattı. Uzun süredir gündemde olan Marmara–Orta Anadolu Sanayi Dönüşümü stratejisinde artık Karaman, Konya’nın önüne geçmiş durumda. Gerek afet riski gerekse altyapı kapasitesi açısından Karaman, yeni sanayi yatırımları için daha güvenli ve sürdürülebilir bir alternatif olarak öne çıkıyor. Kalkınma Odaklı Stratejik Araştırmalar Merkezi (KOSAM) tarafından yayımlanan “Bir Ekonomi Güvenliği Meselesi: Marmara–Orta Anadolu Sanayi Dönüşümü” başlıklı rapora göre, Türkiye’nin üretim yükünün Marmara’ya aşırı yoğunlaşması, ekonomik güvenlik açısından ciddi riskler barındırıyor. Bu risklerin azaltılması için İstanbul, Kocaeli ve Bursa’daki sanayi yükünün Karaman dâhil 10 Orta Anadolu iline kademeli şekilde taşınması öneriliyor. Rapora göre, Karaman’da 454 sanayi tesisi bulunuyor ve bu tesisler 19.373 kişiye istihdam sağlıyor. Sektörel olarak Karaman’daki istihdamın %67’si gıda sanayisinde yoğunlaşmış durumda. Bu veri, kentin özellikle gıda ve makine ekipman imalatı gibi alanlarda yüksek büyüme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. ALTYAPI VE OSB POTANSİYELİ DİKKAT ÇEKİYOR Karaman’daki Organize Sanayi Bölgesi (OSB) altyapısı da yatırımcılar için ciddi bir avantaj sunuyor. Toplam 1.024 hektarlık OSB alanında, 280’i aktif üretimde olmak üzere 313 parsel bulunuyor. Henüz tahsis edilmemiş 33 boş parsel, yeni yatırımcılar için cazip fırsatlar oluşturuyor. Ayrıca Karaman’ın 827 megavatlık elektrik kurulu gücü, sanayi yatırımlarını destekleyecek güçlü bir enerji altyapısına sahip olduğunu ortaya koyuyor. AFET RİSKİ DÜŞÜK YATIRIM İÇİN CAZİP Raporda ayrıca, afet riski düşük bölgelerin sanayi yatırımları açısından daha sürdürülebilir olduğu vurgulanıyor. Karaman, Konya’ya kıyasla daha düşük sismik risk barındırması ve altyapısal hazırlığıyla öne çıkıyor. Konya’da yaşanan son depremler de bu farkı daha görünür hale getirdi. STRATEJİK DENGE DEĞİŞİYOR Karaman’ın düşük riskli yapısı, hazır altyapısı ve sektörel potansiyeliyle Orta Anadolu’daki sanayi dönüşümünde öncelikli merkez haline geldiği artık yalnızca bir öngörü değil, verilerle desteklenen bir gerçek.