Karaman'da boşalan köylerin acı hikayesi
Karaman Ziraat Odası Başkanı Mehmet Bayram, kapanan köy okullarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bayram, köy okullarının kapanmasının ve köylerin boşalmasının nedenlerini detaylı bir şekilde ele aldı. BİR ZAMANLAR YAŞAM KAYNAĞIYDI, ŞİMDİ HARABE Başkan Bayram, Burunoba Köyü Muhtarı Ramazan Güzelsarı'nın yıkılan köy okuluyla ilgili paylaşımına atıfta bulunarak, Karaman'ın birçok köyünde durumun farklı olmadığını belirtti. Bayram, "Bir zamanlar çocuk seslerinin yankılandığı, öğretmenlerin sadece ders değil hayat öğrettiği köy okulları, bugün doğaya terk edilmiş durumda. Bahçelerinde öğretmenler tarafından ağaçlar dikilen, sıvaları köylüyle birlikte yapılan bu okullar; yalnızca bilgi değil, aidiyet, emek ve dayanışma da öğretirdi" ifadelerini kullandı. Öğretmenlerin köyün ziraatçısı, veterineri, tamircisi, danışmanı gibi çok yönlü roller üstlendiğini de vurguladı. KÖYDEN KENTE GÖÇÜN ACI BİLANÇOSU Peki neden bu hale gelindi? Mehmet Bayram, bu sorunun cevabını 1980'li yılların ortalarında hız kazanan köyden kente göçe bağladı. Şehir hayatının cazibesi, sigortalı iş garantisi ve daha fazla gelir umudunun genç nüfusu köylerden kopardığını dile getirdi. Ebeveynlerin de "Köyde ne var ki? Gidin, kurtarın kendinizi…" diyerek bu göçü desteklediğini belirten Bayram, o günün şartlarında mantıklı görünen bu tercihin bugün büyük bir sosyal ve ekonomik krizin temelini attığını vurguladı. ÜRETİM AZALIYOR, KÖYLER SAYFİYE YERİNE DÖNÜŞÜYOR Bugün köy nüfusunun %80'ini 65 yaş ve üzeri vatandaşların oluşturduğunu belirten Başkan Bayram, bu durumun sonuçlarına dikkat çekti: "Karaman genelinde köylerimiz üretim merkezi olmaktan çıkıp, emeklilerin sayfiye yerlerine dönüştü. Tarlada çalışacak, hayvan otlatacak kimse kalmadı. Sebze ve meyve üretimi düşüyor, hayvancılık ise yok olma noktasında. Köyde yaşayanlar bile artık kendi yoğurdunu, peynirini, yumurtasını şehirden almak zorunda kalıyor." GELECEK İÇİN KÖYLERE DÖNÜŞ ŞART Bayram, konuşmasının sonunda köylerin sadece geçmişin değil, geleceğin de meselesi olduğuna vurgu yaptı. "Tarım ve hayvancılığı aile işletmeleri üzerinden güçlendiremezsek, ülkenin gıda güvencesi de geleceği de tehdit altına girer. Gençleri köye döndürmeden, köyü üretimle yeniden canlandırmadan kırsalın kaderi değişmeyecek" sözleriyle çözümün gençlerin köye dönüşünde ve üretimin yeniden canlanmasında yattığını belirtti.