“KADIN; YAŞAMIN VAZGEÇİLMEZİDİR”

Yayınlanma: 09.03.2015 06:33 Güncelleme: 09.03.2015 06:33

Kadın; sevginin, merhametin, hoşgörünün, sabrın, gücün, mahremiyetin, yuvanın, ailenin, sanatın, güzelliğin, var olmanın adıdır. Bir başka ifadeyle yaşamın her anının vazgeçilmez anlamıdır.

İnsanoğlu iyilik üzere yaratılmıştır. Kadın İlahi Sevgi’nin yeryüzündeki yegâne tezahürü ve dahi temsilcisidir. Kadın; masum bir bebek, imli bir çocuk, muhteşem bir genç kız, sırdaş bir kardeş, sorumlu bir abla, çözüm ortağı bir iş kadını, çınar gibi bir eş, güvenli bir liman gibi bir ana, bilgeliğin doruğunda bir ninedir. Kadın; erkeğin emaneti ve dahi misafiridir. Kadına layık bir torun olmak, çocuk olmak, kardeş olmak, ağabey olmak, eş olmak, baba olmak, dede olmak yaşamın en güzel armağanı, doyumsuz bir lezzeti, nefes almanın izahı, yaşamın vazgeçilmezidir. Yaratılışımız da ki masumiyet karinesi ile yaşam sürmek; bizatihi kendimize saygı ve ginin gereği, İnsan olmanın vazgeçilmez öğesidir. Zira iyilikler de, kötülükler de bizatihi yapana ve yaşayana aittir. İyiliği karşılık beklemeksizin koşulsuz yapabilmek, kötülüklere iyiliklerle karşılık verebilmek iyilik üzere yaratılmışlığımızın zorunlu gereğidir. Yaratılışımızı kıskanarak Rabbimize isyan eden en büyük melek iblis; şeytan olmuş, iyilik üzere yaratılmış İnsana musallat olmuş ve apaçık bir iyilik çısı ve kötülüğün yeryüzündeki temsilcisi haline gelmiştir. İlk İnsanlar; İlk peygamber ve eşini; aldatarak cennetten çıkaracak kötülüğe k edebilme gücüne sahip şeytan içinde İnsanlığımıza nüfuz ederek doğruyla yanlış, iyiyle kötü, güzelle çirkin, mazlumla zalim kavramlarının algı karmaşasına yol açmıştır. Bu ledir ki yaşamımız da doğru sandığımız yanlışlara, iyi hissettiğimiz kötülüklere, güzel gördüğümüz çirkinliklere muhatap olmakta ve tanıklık edebilmekteyiz. Bir başka ifadeyle yerküre; İnsan için ağır bir imtihan mekânı, yaşam; zor bir dilimidir. Atı alan Üsküdar’ı geçer de sırat köprüsünü nasıl geçer bilinmez! Fıtratı iyilik üzere İnsan er veya geç doğruyu, güzeli bulacaktır. Asıl vicdanının sesini dinleyebilmesi, gerektiğinde vicdan azabıyla yanlışlarının ve çirkinliklerinin bedelini ödeyebilmesidir. Elbette ki her yaşam kendi imtihanından mesuldür. Tabi ki her imtihanın kazananı, kaybedeni, bütünlemeye samsun oto kiralamaı olacaktır. Şeytandan büyük Rab vardır. Rab ilahi adaletin yegâne temsilcisidir. İlahi adalet er veya geç tecelli edecektir. İyi, kötü, güzel çirkin, doğru, yanlış tüm erkek ve kadınlar yaşamlarının her anında, ilk insandan kıyamete İlahi adaletin muhatabıdır. Bu ledir ki yaşam anlamlı olur ve sabırla katlanır mazlum zalime, iyi kötüye, güzel çirkine. Bakın ne diyor üstat Sezai Karakoç; Uzatma dünya sürgünümü benim  Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır  Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır  Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır  Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır  Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır  O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır  Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır  Ne yapsalar boş göklerden bir karar vardır  Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır  Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır  Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır  Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır  Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır  Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır  Sevgili  En gili  Ey gili  “Erkeklerin kadınlar üzerinde bazı hakları ğu gibi kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır.” (Bakara Sûresi, 2/228)  “O’nun varlığının ve kudretinin delillerinden biri de sizin onlarla, onların da sizinle huzur ve sükûna ermeniz için size kendi cinsinizden eşler yaratması, aranızda gi ve merhamet var etmesidir. Bunda da düşünen kimseler için ibretler vardır.”(Rum Sûresi, 30/21) “Kadınlar hususunda Allah’tan korkun. Siz onları Allah’ın emaneti olarak aldınız.” Veda Hutbesi Kadın erkeğe, erkek de kadına eş olarak yaratılmıştır. İkisi birbirini tamamlayan unsurlardır. Havadaki azot ve oksijeni değer olarak birbirinden ayırmak nasıl imkânsızsa, kadın ve erkeği birbirinden ayrı görmek ve bunları birbiriyle yarıştırmak da o derece imkansızdır ve her ikisine de saygısızlıktır. Zaman içinde İnsan ğumuzu hatırlamak, hiç değilse adını koyduğumuz gün ve haftalarda İnsanlığımızın gereğini yerine getirmek üzere kadınlar günü, anneler günü, babalar günü, gililer günü gibi algıda farkındalık maytapları icat etmiş olmak herhalde yaşamımızın diğer anlarında gönül rahatlığıyla şeytana uyarak İnsanlığımızı unutmanın özgürlüğünü ve nefs-i emaremizi fütursuzca tatmin etmenin aczi yetini ifade etmektedir. Baın ne diyor Cahit Zarifoğlu Anılar defterinde gül yaprağı  Gibi unutuldum kurudum  Başıma düştü da ağı  Bir başıma tenhalarda kahrm  Sen kim bilir rüzgârlı eteklerinle  Kim bilir hangi iklimdesin, ben  Sensiz bu sessizlikle  Deliler gibiyim sensiz  Bu sessizlikle  Ayrılıkla başım belada  Gözlerini çevir gözlerime  Yoksa sensiz bu sessizlikle  Deliler gibiyim  Sensiz bu sensizlikle Kaybetiğim günden beri arayıp durduğum babaannem, en güvenli liman olarak her daim sığındığım anacığım, canıma can kattığım ablalarım, bir çınar gibi yaslandığım eşim, gök kubbemdeki gül goncam kızım ve dahi dünya üzerine serpilmiş İlahi gi ve güzelliğin yegane temsilcileri kardelen çiçekleri kadınlarımız sizlere bir değil binlerce özür borçluyuz. Zira üzerimizde ki haklarınızın zerre miskalini ödeyebilmemize imkan ve kabiliyetimiz olmadığı halde teşekkürlerimizi unutmak şöyle dursun en hafif tabiriyle sürçü lisanlarda bulunduk. Kadınlar gününüzü kutlamak şöyle dursun b.ze düşen mecburi görev yaşamınızın her anını kutlu ve huzurlu kılmaktır. Ve dahi sözün bittiği yer bakın ne diyor Sezai Karakoç;   Senin kalbinden sürgün m ilkin  Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği  Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında  Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim  Af dilemeye geldim affa layık olmasam da  Uzatma dünya sürgünümü benim  Güneşi bahardan koparıp  Aşkın bu en onulmazından koparıp  Bir tuz bulutu gibi  Savuran yüreğime  Ah uzatma dünya sürgünümü benim  Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil  Ayaklarımdan belli  Lambalar eğri  Aynalar akrep meleği  Zaman çarpılmış atın son hayali  Ev miras değil mirasın hayaleti  Ey gönlümün doğurduğu  Büyüttüğü emzirdiği  Kuş tüyünden  Ve kuş sütünden  Geceler ve gündüzlerde  İnsanlığa anıt gibi yükselttiği  Sevgili  En gili  Ey gili  Uzatma dünya sürgünümü benim         

Devamını Okumak İçin Tıklayınız