İşte Karaman'ın kuraklık bilançosu
Karaman, Türkiye'nin tarımsal üretiminde önemli bir yere sahip, ancak son yıllarda yaşanan kuraklık, bölgedeki tarım faaliyetlerini ve su kaynaklarını ciddi şekilde tehdit etmeye başladı. Kuraklık, sadece su kıtlığıyla sınırlı kalmayıp tarımda büyük kayıplara yol açıyor ve yer altı sularının tükenmesiyle bölgenin geleceği belirsizlikle karşı karşıya kalıyor. Karaman’daki Deliçay Barajı tamamen kurumuş durumda, Ibrala Barajı, Gödet Barajı ve Yollarbaşı Barajı ise neredeyse yok olmanın eşiğinde. Bu durum, sulama için baraj sularına bel bağlayan çiftçiler için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Barajların doluluk oranlarının hızla azalması, sadece tarımsal sulama değil, içme suyu temini açısından da büyük bir risk teşkil ediyor. Karamanlı çiftçiler, suların tükenmesiyle ne yapacaklarını kara kara düşünüyor. YER ALTI SULARI ALARM VERİYOR: TUZLU SU TEHLİKESİ Yer altı suları da Karaman’da kuraklıktan nasibini aldı. Kuyulardan su çıkarmak her geçen gün daha zor hale geliyor, çünkü yer altı sularının seviyesi hızla düşüyor. Çiftçiler daha derinlere kuyu açmak zorunda kalırken, karşılarına çıkan büyük bir tehlike de tuzlu su. Özellikle Akçaşehir beldesi, bu durumun acı sonuçlarını yaşıyor. Kuyulardan çıkan suyun tuz oranının artması, elma ağaçlarında yaprak yanmasına ve kurumalara neden oluyor. Bu suyun, yer altı sularına karışan Tuz Gölü'nün suyu olma ihtimali, bölgedeki çiftçiler arasında büyük endişe yaratıyor. ELMA BAHÇELERİ KURUYOR FASULYELER TUZDAN YANIYOR Karaman'ın elma üretimi ile tanınan bölgelerinde, elma ağaçları kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Tuzlu suyla sulanan bahçelerde ağaçlar hızla zarar görüyor, yapraklar yanıyor ve verim düşüyor. Aynı zamanda, diğer bitkisel üretim yapan çiftçiler de bu durumdan nasibini alıyor. Fasulye ekimi yapan çiftçiler, bitkilerinin tuzlu su yüzünden hastalandığını sanıyor; ancak gerçek, tuzun toprağı ve bitkileri zehirlediği gerçeği. TARIMIN GELECEĞİ İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR Karaman’da yaşanan bu kuraklık, sadece bugünün sorunu değil, geleceğin de büyük bir felaketi olabilir. Yer altı sularının çekilmesi ve tuzlu su tehlikesi, bölgenin tarım potansiyelini adım adım yok ediyor. Toroslar’dan su getirilmesi gibi projelerin hızla tamamlanması gerekiyor. Dış havzalardan su getirilmediği takdirde, Karaman ve Konya Ovası’nda tarımın son bulması kaçınılmaz bir gerçek haline geliyor. ÇİFTÇİLERİN MÜCADELESİ: YALNIZ BIRAKILMAMALI Karamanlı çiftçiler, kuraklıkla ve su kıtlığıyla başa çıkmak için büyük bir mücadele veriyor. Ancak bu mücadele, sadece çiftçilerin omuzlarına bırakılamaz. Siyasetçilerden sivil toplum kuruluşlarına, bölgenin su kaynaklarını korumak ve tarımın devamını sağlamak için herkes üzerine düşeni yapmalı. Kuraklık, Karaman’da tarımın geleceğini tehdit eden en büyük tehlike haline gelmiş durumda ve acil eylem planlarına ihtiyaç var.