Karaman neden duyarsız
Aslen Taşkaleli olan Karamanlı yazar Nevdet Ortauğurlu, Karaman’ın Ereğli karayolu üzerinde faaliyet gösteren biyokütle enerji santrali hakkında bir yazı kaleme aldı. İşte yazar Ortauğurlu’nun “Karaman Çevre Sorunlarına Neden Duyarsız?” başlıklı yazısı…
Karaman çevre sorunlarına neden duyarsız?
Bu aslında akademik bir araştırma konusu!
Tarım alanlarına siteler, fabrikalar, hayvan çiftlikleri, mermer ocakları ve güneş enerji panelleri yapılıyor ancak bunlara karşı hiçbir tepki ya da eleştiri gelmiyor. Sadece birkaç duyarlı insan bir şeyler söylüyor, onları da kayda alan yok.
Mermer ocakları için artık söylenecek bir şey yok; adamlar her tarafı kuşatmış durumda. Meraları, otlakları, tarlaları yok ediyorlar. Hatta bazı kurumlar, çiftçinin ekili tarlasının kira sözleşmesini feshederek mermercilere veriyor.
Bunlar bir yana, her gün çevreye verdiği zararları görerek yaşamak insanın kanına dokunuyor.
Neden mi söz ediyorum? Ereğli yolu üzerinde faaliyette olan biyokütle santralinden!
Bacasından çıkan dumanların endemik bitkilere ve insan sağlığına verdiği zararın yanı sıra, su tüketiminin Karaman tarımına ve içme suyuna olumsuz etkisi, atık suların çevreye verdiği zarar ve kül atıklarının gelişigüzel doğaya bırakılması, Karaman ve doğa için büyük bir tehlike.
Bakalım bu gözümüze batan çevre kirliliğine kim dur diyecek ya da duyarlı olacak?
Yoksa “Banane kardeşim, kim düşünürse düşünsün” mü diyeceğiz?
Hani bir deyim vardır: "Keser döner, sap döner" derler. Bu sorunun bize döneceği kesin.
Keşke dememek için harekete geçilmelidir!
Halkın anlattıklarına ve tanık olduklarına göre, kül kamyonları mermer ocaklarının açtığı çukurlara kül nakliyesi yapıyor ve ardından üstü kapatılarak kamufle ediliyor.
Daha önce bu firmaya ilgili kurum tarafından ceza kesildiği ancak döküm işleminin bölgenin ağaçlandırılması bahanesiyle devam ettiği, köylüler tarafından ifade ediliyor.
Karaman ekonomisine, milli gelire ve işsizliğe katkı sağlıyor olabilir.
Ancak bunların yanında doğaya, insan sağlığına ve tarıma verdiği zararları görmezden gelemeyiz.
Sonuç olarak, Karaman’ın doğasını, tarımını, hayvancılığını ve kültürel-tarihi zenginliklerini bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde yok etmeye devam ediyoruz.
Kurumlar ve bireyler olarak göz yumduğumuz bu felaketin acısını, yalnızca torunlarımız değil, bizler de yaşayacağız.
