Hangi yalanın kurbanıyız? - Ortaçağ Karaman'ında "TÜRK İZLERİ"
İran Yaylaları'nda bulunan bir kayaya işlenen Kayı Boyu'na ait 'IYI' imzasını paylaşan Ülkümen, 'Bu damganın aynısından Karaman'daki kaya resimlerinde de onlarca buldum' dedi
Yaklaşık 15 yıldır Karaman’ın tarihi ve kültürü üzerine araştırma yapan Araştırmacı Yazar Osman Ülkümen, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Ülkümen, 2018 yılında Kırgızistan’daki Manas Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Göç, Yoksulluk ve Kimlik Sempozyum sunumunun ilk kapağını gündemine aldı.
Bu iki örneğin daha birçok farklı örnekle çeşitlendirilebileceğini aktaran Ülkümen, arada binlerce kilometre mesafe olmasına rağmen Anadolu toprakları ve Orta Asya topraklarındaki kayalarında ya da bugün sanatsal kültür olarak kabul ettiğimiz objelerdeki işlemeler ve resimlerde o kadar şaşılacak derecede benzeşim var ki… Sanki kültürel kodlar genlere nakşedilmiş gibi” açıklamasında bulundu.
İranlı Araştırmacı Mohamad Naserifard’in 24 Oğuz Boyu arasındaki Kayı Boyu’na ait olduğu bilinen “IYI” sembolünün İran’daki yaylalardan birindeki kayaya kaya resmi olarak işlendiğini belirtmişti. Bu resmin ise milattan önce 2000’li yıllara ait olduğunu söylemişti. İran’daki kayanın üzerindeki “IYI” sembolünü işaret eden Ülkümen, bu keşfin üzerine de bir paylaşım yapmıştı. İşte o paylaşım:
“Bu damganın aynısından Karaman’daki kaya resimlerinde de onlarca buldum desem. Tarihe dikkat edin, ‘MÖ 2000’ diyor! İran’da, Özbekistan’da kısaca Türkistan’da ne varsa Karaman’da da var.”
Ülkümen yine bir başka paylaşımında, yazının icat edilmediği ya da bilinmediği dönemde insanların başlarından geçeni ya da bir sonraki nesle aktarmak istediklerini kaya resimleriyle kalıcı kılmaya çalıştığını ifade etmişti.
KONU VE YAPILARINDA HİÇBİR FARK YOK
TRT ekranlarında yayınlanan “Taş Mektuplar” adlı tarih belgeselinin 2’inci bölümünde kendisine başvurulan Ülkümen, Karaman’da 7 farklı alanda binden fazla kaya resmi tespit ettiğini açıklamıştı.
Karaman’ın Ayrancı bölgesindeki kayalıkların üzerinde çok sayıda hayvan figürü ve avcı tasvirlerinin bulunduğunu aktaran belgeselde konuşan Ülkümen, Anadolu’daki tasvirler ile Asya’daki tasvirleri karşılaştırdığını belirtmişti.
Orta Asya’daki 4 ülkede yaptığı bu karşılaştırmalar üzerine konuşan Ülkümen, Ayrancı’daki bazı kaya resimleriyle gittiğim ülkelerdeki kaya resimleri birebir aynıydı. Yani, hem konu itibariyle hem de yapı itibariyle aralarında hiçbir fark yok” şeklinde konuşmuştu.
ORTAÇAĞ’DA DA MI ANADOLU’DAYDIK
Ülkümen’in açıklamalarının üzerine konuşan “Taş Mektuplar” belgeselinin sunucusu Doç. Dr. Atakan Akçay, “Sizin bulduğunuz kaya resim alanlarının hepsi aynı dönem olarak tarihlendiriliyor. Bu tarihlerin orta çağdan başlayıp güzümüze yakın dönemlerden öteye kadar indiğini göre biliyoruz” sözlerini kullanmıştı ve bu sözleriyle akıllara, “Aralarında binlerce kilometre mesafe olan farklı bölgelerdeki aynı tarihi dönemde kayalara resmedilen motifler, konu ve yapı itibariyle aynıysa Türkler Ortaçağ’da da Anadoluda’ydı mıydı?” sorusunu getirmişti.
HANGİ YALANIN KURBANIYIZ
Ayrıca “Taş Mektuplar” belgeselinin yayınlandığı Youtube’daki yayın açıklamasında da şu sorular özellikle soruluyor?
“1 - En eski arkeolojik verilerini Sibirya ve Orta Asya’da bulduğumuz Türk Tarihi, Anadolu’da ne zaman başladı?
2 - Türklere Anadolu’nun kapılarının açılma tarihi gerçekten 1071 mi?
Bu sorularının cevaplarını, atalarımızın yüzyıllar önce taşlara kazıdıkları resimler ve yazılardan okumak, kurgan mezarlardan anlamak mümkün.
Onların mezarları ve taşlara kazıdıkları, kendilerinden sonra gelen kuşaklar için bıraktıkları en önemli belgeler.
Anadolu’nun dört bir yanına saçılmış bu belgelere tanık olacağımız yolcuğumuz başlıyor.”