Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 7. Aile Forumu'nun açılışında konuştu:

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 7. Aile Forumu'nun açılışında konuştu:

TAKİP ET

"Aile kendisinden beklenen işlevleri yerine getirmezse hem bireyin hem de toplumun zarar görmesi kaçınılmaz hale gelir. Her türlü sapkın ideoloji ve anlayış toplumda yaygınlaşır" - "Gelinen noktada insanlık, cinsiyeti toplumsal problem olarak gören ve cinslerden birini diğerine benzeterek ya da insan fıtratına tamamen savaş açarak 'cinsiyetsiz' toplum oluşturma çabası içine giren sapkın anlayışla karşı karşıyadır. Aileyi hedef alan bu anlayış, insanlığın istikbalini tehdit eder boyuta ulaşmıştır"

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Aile kendisinden beklenen işlevleri yerine getirmezse hem bireyin hem de toplumun zarar görmesi kaçınılmaz hale gelir. Her türlü sapkın ideoloji ve anlayış toplumda yaygınlaşır. dedi.

Erbaş, Kocatepe Cami Konferans Salonu'nda Fıtratın Korunması ve Aile temasıyla düzenlenen 7. Aile Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, aileyi korumaya yönelik birçok hizmeti sürdürdüklerini söyledi.

Allah'ın insanı iki farklı cins olarak yarattığını, neslin devamı ve düzeni için vesile kıldığını, cinsiyetin, fıtratın en temel sabitelerinden biri olduğunu aktaran Erbaş, Bu sebeple fıtrat, özü itibarıyla saf ve temiz kalmayı, bozulmamışlığı ifade eder. Ne var ki zaman zaman aile, toplum, çevre gibi unsurların etkisiyle insan, yaratılışına ve varoluş gayesine aykırı tutum ve davranışlar sergileyebilmektedir. ifadelerini kullandı.

- Aile, alternatifi olmayan bir kurumdur

Erbaş, Fıtratın muhafaza edilmesi noktasında aileye düşen görevler ve özellikle bir rol model olarak ebeveynin çocuğun yetişmesindeki rolü üzerine iyi düşünülmesi gerekir. Zira kimlik ve kişilik oluşumunda belirleyici unsur olan aile, toplumsal hayatın devamlılığı hususunda alternatifi olmayan bir kurumdur. diye konuştu.

Bireyin toplumla ilk temasının içinde doğduğu ailesi aracılığıyla başladığına dikkati çeken Erbaş, şöyle devam etti:

İnsanların inanç, fikir, vicdan ve ahlak dünyaları ile kimlik, kişilik ve karakter yapıları, içinde doğup büyüdükleri ailenin değerleriyle şekillenmektedir. Bu açıdan aile, fıtratı korumanın, sağlıklı sosyalleşmenin ve nesli devam ettirebilmenin en sağlam zemini, bireysel ve toplumsal huzurun temel kaynağıdır. Bu yaklaşım, aile kurumunun koruyucu, kollayıcı ve hayatı güzelleştirici işlevine işaret etmektedir. Bu sebeple aile kendisinden beklenen işlevleri yerine getirmezse hem bireyin hem de toplumun zarar görmesi kaçınılmaz hale gelir. Her türlü sapkın ideoloji ve anlayış, toplumda yaygınlaşır.

Erbaş, aile kurumunun, bütün ahlaki değerlerin nesillere aktarıldığı eşsiz bir imkan olduğunu vurguladı.

- İnsanlık, 'cinsiyetsiz' toplum oluşturma çabası içine giren sapkın anlayışla karşı karşıya

Genetik alanda yaşanan ve varlığın tabiatını değiştirecek boyuta ulaşan gelişmelerin insanın hayata bakışını derinden etkilediğinin altını çizen Erbaş, şunları kaydetti:

Gelinen noktada insanlık, cinsiyeti toplumsal problem olarak gören ve cinslerden birini diğerine benzeterek ya da insan fıtratına tamamen savaş açarak 'cinsiyetsiz' toplum oluşturma çabası içine giren sapkın anlayışla karşı karşıyadır. Aileyi hedef alan bu anlayış, insanlığın istikbalini tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Bilinmelidir ki fıtratın tahrip edilmesi, hakikatin, hukukun ve ahlakın tahrip edilmesidir. Dolayısıyla fıtrata dair bu dejenerasyon karşısında sessiz ve duyarsız kalan toplumların felakete sürüklenmesi kaçınılmazdır.

Bu sebeple hakikati savunmak, fıtratı ve güzel ahlakı muhafaza etmek, herkes için en temel insani sorumluluktur. Bu anlamda yapılması gereken, müspet ve menfi hasletler denkleminde hangi taraf beslenirse onun galip geleceğinin bilinciyle hareket ederek, yaratılış gayesine uygun bir hayatı vahyin rehberliğinde tahkim etmektir.


AA