Anadolu Aslanı Orhan Şener 

TAKİP ET

Karamanoğlu Mehmetbey Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Hüseyin Oğuz'un "Anadolu Aslanı Orhan Şener" başlıklı köşe yazısı... 

Hüseyin OĞUZ
Bir kişi düşünün komple sporcu çok çabuk geçen gençliğine yüzme, atletizm, tenis, basketbol ve futbolu sığdırıyor. Tırnakları ile kazıyarak geldiği yaşamına o kadar çok şey katıyor ve Üniversitede Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapıyor. Almanya-Augsburg kentinde spor kürsüsünde misafir eğitimci olarak derslere girip, Türkiye’yi temsil ediyor. O dönemlerde kimsenin cesaret edemediğine adım atıyor, Tenis Federasyon başkanlığına aday oluyor. Bu arada 35 yılı aşkındır gazetelere köşe yazıları, röportajları ve haberleri ile katkı veriyor. Ahmet Orhan Şener hoca yeniden Konya’nın Dünya’ya açılan penceresi BBN’de yazılarına başlamış, mutlu oldum.
Orhan Şener’in şansı eşi Tülay Şener.
Yıllar önce Selçuk Üniversitesinde o dönemki adı ile Prof. Dr. İhsan Doğramacı, sonrasında Nasrettin Hoca uygulamalı ana okulunun mimarı Tülay Hocanın kendisidir. Önce Almanya’ya gitti. Oradaki uygulamaları Konya’ya getirdiği o okul başarılardan başarıya koştu ve sağında, solunda, arkasında kimsenin olmadığı her dönem Orhan Şener’in  destekçisi, başarının sahibi Tülay Şener. Mükemmel bir anne, harika bir eş.
1972 yılında 13 yaşında Ankara’da masa tenisi birinciliğinde Konya’yı temsil ediyor Orhan hoca.
Bugün yıkılan eski stadyum içerisinde bulunan ve Konya’ya hitap eden açık yüzme havuzunda kulaç atarken görüyoruz Orhan Şener’i.
Orhan o havuzda şansı abisi Harun Şener. Onu kollayıp, kolluyor. O dönemde açık yüzme havuzu şehrin en popüler alanı. Selahattin Soy’lar Sarı Ünal’lar, Tekelci kör Osman’lar, Arif’ler oranın cankurtaranı, bir yerde açık havuzun sahipleri. Zengin çocuklarının ayrı bir yere alınıp özel derslerle yüzme öğretildiği, ekonomik gücü olmayan çocukların ise ders görmeden direk havuza atılıp, suyu yuttuktan sonra, bir daha açık yüzme havuzunun çevresinden geçmedikleri dönemler. Daha neler, neler…
O abisi Harun’dan torpilli olan Orhan Şener, yüzle il temsilciliği, tenis il temsilciliğini başarı ile yapıyor. Uğurlu kardeşlerin kurduğu Uğurlu Villa takımında karşılıklı basketbol oynuyoruz. İl dışına transfer yapan nadir isimlerden birisi oluyor.
19 Mayıs Spor Akademisini kazanıyor. O dönemlerde ‘Beyaz Gölge’ ile popüler olan basketbolda Türkiye’nin en şöhretli ismi Mağara Levent’le, akademide yolları kesişiyor. Milli takımın kaptanı Mağara Levent ile bir basketbol müsabakasında karşı karşıya geliyor. Levent de Converse ayakkabılar, Converse çoraplar, Adidas eşofman. Bizim Konya’dan okumak için Ankara’ya giden Orhan hocamın ayağında kapı camisi civarında alınan Gislevad keten ayakkabı, gri Maydın marka çoraplar.
Bir mücadele sonunda Mağara, Orhan hocaya çıkışıyor: “Birader dikkat et, biz bu işten ekmek yiyoruz”
Orhan hoca lafın altında kalır mı? ”Biz taş mı yiyoruz bu işten?” diyerek cevabını veriyor ve o günlerde müthiş bir dostluk başlıyor.
xxx
2003 yılında ‘Tenis halkın sporudur’ sloganıyla federasyonun başkan adayı oldu. 
Bu durum o zamana kadar adeta tekelleşmiş; başkanlığın sırayla birbirine devredildiği, belirli bir zümre arasında gelip giden bu sisteme, Anadolu’dan bir beden eğitimcinin, spor bilimcinin bir başkaldırmasıydı adeta.
Konya’dan adaylığını koyduğu için irticacılık suçlaması bile yapıldı kendisine…
Büyük tenis spor kulüpleri onu başkan seçtirmemek için adete birleşerek kendisine savaş açtı. Ardından yüzmede Konya il temsilcisi olarak görev yapmaya başladı.
Doktora tezini kitap haline getirdi ve merhum Naim Süleyman oğluna ithaf etti. 
35 yıl boyunca aynı zamanda hobi olarak ‘Kent söyleşileri’ adı altında röportajlar serisine imza attı.
“Hiçbir şey tesadüf olmadığını öğrendim” diyen Orhan Şener Koca BBN’de yazılarına tekrar başladı ve memnun oldum. Alanında bilgili, kariyer sahibi kişilerin kaleme aldıkları yazılar beni hep mutlu etmiştir. Şimdi biliyorum ki artık Orhan Şener’in yazılarını sabırsızlıkla bekleyip, keyif alacağım.