“Guguk kuşlarını yuvamızdan uzak tutun!”
Pankobirlikte 21 yıllık görev süresini Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Ramazan Erkoyuncu’ya devir eden Recep Konuk: “Bilir misiniz guguk kuşunu. Bu kuş, kuşlar aleminin en düzenbaz kuşu. Guguk kuşu yumurtasını küçük kuşların yumurtalarının arasına bırakan kurnaz bir kuş. Yumurtasının kuluçka süresi, yuvanın asıl sahibinin yumurtalarının kuluçka süresinden kısa. Yani önce guguk kuşunun yavrusu yumurtadan çıkıyor. Çıkan yavrunun ilk işi diğer yumurtaları yuvadan atmak. Guguk kuşunun yavrusunu kendi yavrusu sanan serçe, sığırcık yavruyu beslemeye başlıyor. Yavrunun cüssesi bir haftaya kalmadan anne babalık yapan kuşun cüssesini geçiyor ve sürekli yemek istiyor. Zavallı sığırcık, serçecik karı koca buna yemek yetiştireceğiz diye dört dönüp duruyor. Bu kurumda emaneti taşıyacak olanın birinci görevi ortaklarımıza guguk kuşlarını besletmemektir. Guguk kuşlarını yuvamızdan uzak tutmaktır.” dedi. 21 yıllık görev süresinde Birliğin hizmetlerindeki değişimi rakamlarla özetleyen Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk “21 yılın ardından bir tazelenmeye, budanmaya ihtiyacımız vardı. 21 yılın sonunda ben direksiyondan ayrılıyorum, ama yine aynı arabadayım. Sadece arabanın içinde oturacağım koltuk değişiyor ” dedi. Tüm kooperatiflerin ortak sorunu olan bir meseleyi yaptıkları girişimlerle çözdüklerini ve yapılan kanun değişikliği ile Kooperatif Satış Mağazalarının hem ortak dışı satış, hem de faaliyet konusu dışında ürün satışı yapma imkânına kavuştuğunu belirten Başkan Konuk, “Yapılan onlarca somut iş, girdi tedarikinde artan etkinliğimiz bir yana benim en büyük başarım, 31 Kooperatifin sağladığı el ve gönül birliği oldu” diyerek özetle şunları söyledi; “Van sarsıldı, Malatya, Elâzığ, Konya, Kayseri, Balıkesir kooperatiflerimiz ortaklarımız sallanmasın diye hep birlikte el uzattı. Konya’da oklar ortaklarımızın yatırımlarını hedef aldı, Ilgın, Ereğli, Alpullu, Kırşehir, Afyon, Burdur, Malatya, Elâzığ, Erzurum, Erzincan, Ağrı, Erciş, Kastamonu, Adapazarı, Uşak, Balıkesir, Dinar, Sivas, Kayseri, Yozgat, Ankara, Elbistan, Turhal, Bor, Çorum, Muş, Eskişehir, Samsun, Kütahya, Amasya destekleriyle Konya’daki pancar üreticisine kalkan oldular. 21 yılda yaptığın en büyük iş nedir derseniz işte bu birliktir. Çünkü bizim ortak paydamız şeker pancarıdır. Biz hepimiz pancarcıyız. Konyalılığımız, Kayserililiğimiz, Yozgatlılığımız, Amasyalılığımız pancarcılığımızdan sonra gelir ve biz bu dönemde memleketçiliği bir kenara koyup bir olur bir hareket eder, tek ses, tek yürek olursak zorlukları daha kolay aşacağımızı keşfettik. 31 kooperatif benim arkamda dimdik durmasaydı benim sesim cılız çıkar mücadele verdiğimiz parası, lobisi ve daha nice silahı olan pancarın karşısındaki karteller ile baş edemez, onlara geri adım attıramazdık. Eğer bugün dünyanın hiçbir yerinde Pazar kaybetmeyen pancar şekerinin tam karşısında yer alan bir ürün gurubunun Türkiye’de kotası düşürüldüyse bu 31 kooperatifin safları sık tutmasının, omuz omuza vermesinin sonucudur. Eğer bugün billboardlarda, televizyonlardaki reklamlarda, gazete ilanlarında, ürün ambalajlarında, hatta ve hatta pastahane, lokanta camlarında “tatlılarımızda, içeceklerimizde pancar şekeri kullanılmaktadır” ya da “pancar şekerinden” yazıyorsa bizim Türkiye’nin dört bir yanında tek ses olmamızdandır. Siz safları sıkı tuttunuz aramıza ayrılığı kaşıyacakların girmesine müsaade etmediniz, tek ses oldunuz sesimizin arasına yabancı ve yalancı sesler karışamadı. Türkiye’nin dört bir tarafında pancar tarlasını ve pancar üretimini koruyan bu el ve gönül birliğidir. Bugün bir seçim yapacağız sizden ricam seçilecek arkadaşımızın arkasında da aynı şekilde durmanız, el ve gönül birliğimize zeval gelmesine müsaade etmemenizdir. Çünkü buna dün olduğu gibi bugün de yarın da ihtiyacımız var. Hatta bugün belki dünkünden daha çok ihtiyacımız var. Bunu şunun için söylüyorum şeker sektörünün önünde halledilmesi gereken halledilmezse önce şeker fabrikalarını sonra pancar tarlasındaki üretimi etkileyecek ciddi bir risk var. Şeker fiyatları. Eğer şeker fiyatları artan maliyetler göz önüne alınarak revize edilmez ise bu durum fabrikaların ayakta kalamamasına, fabrikalar ayakta kalamazsa tarlada pancar üretilememesine sebep olacak kadar ciddi bir durumdur. Yani pancar şekeri kaybederse, pancar tarlaları da yeşermez. Özelde pancar ve pancar şekeri üretimi genelde tarımsal üretim ve gıda üretimi riskin göze alınamayacağı birkaç sektörden ve alandan biridir. Bir millet, bir devlet ordusu olmadan nasıl vatan toprağını koruyamazsa, bir millet, bir devlet kendi gıdasını kendisi üretmeden hayatta kalamaz. Toplum hayatında birçok alanda hata yapabilir, sonra düzeltebilirsiniz. Ancak bazı sektörlerde, bazı işlerde hata yapma lüksü yoktur. Vergi dairesi hata yapar düzeltilir. Sanayi de hata yaparsınız düzeltirsiniz. İnşaatta hata yaparsınız yıkar yeniden inşa edersiniz. Ancak güvenlik, sağlık ve gıda da hiçbir ülkenin hata yapma, ihmal etme, önlem almama lüksü yoktur. Gıda ve gıda üretiminin başladığı tarlada tapanda, ahırda ağılda hatanın bedeli ağırdır. Üretilmezse dışardan bulunur diyebilirsiniz. Bulursunuz da ama o zaman da bağımsızlığınızdan taviz verirsiniz, farkına bile varmazsınız. Kaldı ki hazıra dağ dayanmaz demiş atalarımız. Türkiye’nin hazır yemesine yetecek ne altın tepeleri ne de petrol dağları var. O nedenle görevi devralacak arkadaşımızın arkasında sıra dağlar gibi duracağız Türkiye’nin pancar şekerinden de pancar üretiminden de vazgeçmemesini sağlayacağız, pancar şekeri sanayinde ve pancar üretiminde krizi ellerini ovuşturarak bekleyen lobilerin hevesini yine kursaklarında bırakacağız. Emaneti devralacak arkadaşımızın eminim ajandasında yazan ilk iş budur. 31 kooperatifimiz ve şeker sanayini temsil eden Derneğimiz ile birlikte biz düne göre daha güçlüyüz ve daha önce aştığımız krizler de düşünüldüğün de daha tecrübeliyiz. Nöbeti devralacak arkadaşlarım ile PANKOBİRLİK’teki mesai arkadaşlarıma da bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Önce mesai arkadaşlarıma sesleneceğim. Aynı gayretinizi, aynı samimiyetinizi ve PANKOBİRLİK’te oluşturduğumuz çalışma ahlakını sıkı sıkıya muhafaza edin. Çünkü bu kurum sadece bir işyerinden ibaret değildir. Bu kurum yüzbinlerce ailenin işine, aşına, tarladaki alın terine bekçilik yapan merkez kaledir. Bu kalenin surlarında gedik oluşur, bu kale viraneye dönerse, Türkiye’nin dört bir tarafındaki pancar üreticisinin hisarları istila edilir. Nöbeti devralacak arkadaşımıza da sözüm şudur. Bu kurum 21 yıl boyunca guguk kuşlarını yuvasından da çiftçinin tarlasından da uzak tuttu, şimdi dikkatli olma dikkat etme yükümlülüğü sizdedir. Bilir misiniz guguk kuşunu. Bu kuş, kuşlar aleminin en düzenbaz kuşu. Guguk kuşu yumurtasını küçük kuşların yumurtalarının arasına bırakan kurnaz bir kuş. Yumurtasının kuluçka süresi, yuvanın asıl sahibinin yumurtalarının kuluçka süresinden kısa. Yani önce guguk kuşunun yavrusu yumurtadan çıkıyor. Çıkan yavrunun ilk işi diğer yumurtaları yuvadan atmak. Guguk kuşunun yavrusunu kendi yavrusu sanan serçe, sığırcık yavruyu beslemeye başlıyor. Yavrunun cüssesi bir haftaya kalmadan anne babalık yapan kuşun cüssesini geçiyor ve sürekli yemek istiyor. Zavallı sığırcık, serçecik karı koca buna yemek yetiştireceğiz diye dört dönüp duruyor. Bu kurumda emaneti taşıyacak olanın birinci görevi ortaklarımıza guguk kuşlarını besletmemektir. Guguk kuşlarını yuvamızdan uzak tutmaktır. Hem girdi tarafında hem ürünün pazara çıkışı sürecinde. Bu kurum ve kooperatiflerimiz hem girdilere müdahil olarak hem ortaklarımızın ürettiği ürünleri pazarda doğru konumlandırarak yaptı, nöbet değişiminden sonra da aynı kararlılığı sürdüreceğimizden ben eminim. Sözlerime son verirken, yıllar sonra üçüncü katta sadece duvardaki fotoğrafımla değil yaptıklarımla ve kuruma varsa kattıklarımla da hatırlanabilirsem bunun benim gibi bir fani ve çocuklarım, torunlarım için taşınacak en büyük onur olacağını belirtir, görevi devralacak arkadaşlarımıza Rabbimin hayırla anılacak işler yapmayı nasip etmesi temennisiyle hepinizi saygıyla selamlarım.”