GIDA TERÖRÜNE SAVAŞ AÇTI !

Yayınlanma: 12.11.2015 05:35 Güncelleme: 12.11.2015 05:35

Dünya’da ilk sıraya oturan ‘Gıda Terörü’, insanlığı tehdit etmeye başladığı şu günlerde,bu terör örgütüne açan yürekli

Dünya’da ilk sıraya oturan ‘Gıda Terörü’, insanlığı tehdit etmeye başladığı şu günlerde,bu terör örgütüne açan yürekli ,cesur bir ,bir annenin çocuklarına güvendiği ürünleri yedirmek istemesi ile başlamış bir macera bu.Karaman’’ın Ahsen Toktay ve Fethiye Duru  gibi yüreklere ihtiyacı var ,ürünlerimizin tanınmasında,onlara sahip çıkılmasında. Köyde tarlada ellerini nasırlaşmış,ama bu güne hiç karşılığını alamamış ‘kadınlarımızın’ güvencesi haline gelmiş  Ahsen Toktay ile Fethiye Duru. Gıda terörü doğal ürünler karşısında mağlup olmaya mahkum. Karaman’da Ala Dükkan ile Dünya’nın en büyük terör örgütüne  açan, ‘Anadolu İhtilali” için yola çıkan isim  Karaman’dan.Tabi, Ahsen –Fethiye hanımlar  bu meşakkatli, ticari düşünmeden verdiği hiç de küçümsenmeyecek bu hizmet e perde arkasını unutmamak gerekir. Gece’nin ilerleyen saatlerinde Ermenek’den,Sarıveliler’den,Kılbasan’dan gönderilen ürünleri omuzlayıp, güvenli bir şekilde Ala Dükkan’a ulaştıran ,yarınlarda bir marka haline dönüşeceğine inandığımız Ala Dükkan’ın mimarı Ahsen hanımın eşi,en büyük destekçisi Mustafa Toktay’ı ,Rıza Duru’yu  unutmamak gerekiyor. Radikal’da Tuğba Şatana, gelmiş,görmüş ve Ala Dükkan’ı tanımlamış.Paylaşıyorum: “Ahsen Toktay, kafasına koyduğunu yapan, etrafındaki kadınları organize ederek onların para kazanmasına aracı , onlara yeni iş imkanları sağlayan, bu vesileyle de bulunduğu Karaman bölgesindeki yerel ürünleri tüm Türkiye’ye tanıtmaya kararlı bir anne, bir iş kadını. Ahsen Hanım’ın kızları İstanbul’a okumaya gidince, koli koli yiyecek gidiyor kızlarına Karaman’dan. Alıştığı, güvendiği, evinde yıllardır kullandığı ürünlerden mahrum bırakmıyor kızlarını. Yıllar içinde bunu akrabalarına, arkadaşlarına, bayramlarda, yılbaşında yolladığı kutular takip ediyor, mevsimde ne varsa, ne güzelse Karaman’da, kutuya onu koyuyor hep. Küçük kızı da İstanbul’a gidince, Ahsen Hanım’ı da bir iş tutkusu sarıyor. Nisan 2014’de KOSGEB kursuna gidiyor, kafasında ise, yıllardır ailesini, etrafını beslediği ürünleri tanıtmak, etrafa ulaştırmak var, zaten etrafında da bu işlerle tanınıyor, herkes ona soruyor,  nereden ne alacağını, neyin iyi ğunu. İşini kuruyor yavaş yavaş Kurstan sonra,  ve işin çapını genişletiyor, yakın köyler, dağ köyleri derken ilk ürünleri Mayıs 2014’de tedarik ediyor, Karaman’da minicik bir dükkan açıyor ve Ocak 2015’de ise online satış sitesini, aladukkan.com.tr açıyor. Ahsen hanım anlattı hikayesini; “Karaman’ın dağ köylerine giderdim hafta sonları, derdim ki bu insanlarla birlikte çalışayım. Onların kıyıda köşede tohumlarına el attık, ektirdik, kuruttuk ürünleri. Şimdi ben gidip o ürünleri satın alıyorum. Bu arada Valilik ve İl Tarım bir yıllık bir proje başlatmıştı, Kurutma Projesi diye, ben buna Kırsalda Kadının Kalkınması Projesi m.” Valilik, Ahsen Hanım’ın bu gayretini görünce, pazarlayacakları kurutmalıkları ona satmak istiyor, Ahsen Hanım bu ürünlerin içinden beğendiklerini alıyor, doğal ve yerli larını tercih ederek. Bu bir yıllık proje bitince Ahsen hanım hala istediği köylüye ulaşamadığı ve onlarla istediği şekilde kaynaşamadığı için Valilik’ten bu projeyi uzatmalarını istiyor, bu vesileyle köylülerin karşısındaki bu kadına daha çok güveneceklerini ve ürünlerini gönül rahatlığıyla satacaklarını düşünüyor. Ermenek’in dağ köylerini de dahil ederek projeyi bir yıl daha uzatıyor Valilik. Kurutma kasnaklarını ve ranzalarını yaptırıp dağıtmayı hep Valilik üstleniyor. Valilik’in desteğiyle ve la köylülerin de Ahsen Hanım ile kaynaşması ile Ala Dükkan’ın ürünlerinin temeli atılıyor. “Şimdi büyük bir aile k biz köylülerimizle” diyor, “Bu dükkan onların.” Tohumları topluyor, fideleri ekiyor, ve köylüye diyor ki, al bu fideleri yetiştir, ürününü de ben alacağım. Çok güzel bir iş modeli oluşturmuş. İl Tarım ise her köye ziraat mühendisi danışmanlar atamış, onlar da haftada iki-üç gün gidip kontrol yapıyorlar. Doğal tarım yapıyorlar, kimyasal ve ilaç yok, ilk sulama göztaşı konularak yapılıyor daha sonrasında da ilaçlama gerekiyorsa ısırgan otu suyu, arapsabunu ve sirke karışımı kullanılıyor. Sürekli köyleri ziyaret ediyorlar. Karaman’da Çukurbağ, Bucakkışla, Göcer, Çatak, Narlıdere, Değirmenbaşı, Pınarbaşı, Yeşildere köyleri, Ermenek’te Güneysınır, Başyayla, Sarıveliler, Karalar mahallesi gibi köylerde ekiliyor ürünler. Her köyde ikişer-üçer küçük üretici var, hepsinin kendi tarlası. Hepsi kadın üretici. Mevsimselliğe çok önem veriyorlar, birkaç ürün sorduğumda daha hazır değil, şu ay olacak, bu ay satışa koyacağım cevabını aldım. Taze ve sezonluk ürünler bulunuyor dükkanında Ahsen Hanım’ın, ne varsa, neyin en iyi ıysa, o. Meyve kuruları ise Mut’un Dere Köyü’nde Hatice ablaya emanet. Sipariş ettiğim kurular o yumuşak ve o lezzetli ki, tüm mutfak mis gibi kuru domates, kuru kayısı, ve erik koktu. Domatesler eski usul, iğde ağacı dalında kuruyor. Çiçek domates kurusu adı altında sitede domatesler bunlar. Tüm kurular göğüs hizasındaki kargılarda kuruduğundan tertemiz, pırıl pırıl. Dükkana ürünleri bazen geri çevirmek zorunda kalıyorlar, baştan işi çok sıkı tutuyorlar. Divle Obruk tulumları hala dinlenmede, Karadağ domatesinin tohumları, vefat eden Ermenekli bir teyzenin sandığından çıkıp ekiliyor, bir tohumu yedi yıl bekletip ekiyorlar. Ekşi kara üzümün ünü ise kendini geçmiş durumda. Taş değirmenden çekilen bulgur ve kara mercimeğin tadını anlatmayayım, pişirince görürsünüz. Sumak, ah o sumak! Aladağ’dan. Daha dükkana eklemek istedikleri birçok yerel ürün var, çalışmalarına devam ediyorlar. Bandırma -sucuk- ağızda eriyor, çiğnemesen de olur, o da Havva Hanım’ın yaptığı ekşi kara üzümün pekmezinden yapılıyor, cevizi de Ermenek cevizi. Nefis. Tarhanayı ise Nimet abla yapıyor, erişteyi de o kesiyor. Ahsen hanım anlatırken; isimleri, köyleri, ürünleri tek tek sayarken, heyecanını paylaşmamak mümkün mü! Gelen siparişlerimden belli, ürünün lezzeti, kalitesi ortada. Kadınların emeklerinin karşılığını aldıkları, ilk defa elimize para geçiyor kleri yarattığı iş modelini desteklememek mümkün mü…    Ahsen hanım gibilere ihtiyacımız var, yerel ürünlerimizin tanınmasına, onlara sahip çıkılmasına, bu ve bunun gibi iş modelleri geliştirerek kırsal kalkınmaya destek olmaya ve tarımın gelişmesine de.”                

Devamını Okumak İçin Tıklayınız