Fatih'in Şahi toplarından Bayraktar'ın SİHA'larına

Orta Çağ Avrupa’sında, krallıkların güçlenmesine engel olan derebeylikler, Şahi Topu gibi güçlü toplar sayesinde yıkılarak merkezi otoritenin (krallıkların) zafer kazanmasını sağladı. Aynı şekilde, ata dedesi Fatih Sultan Mehmet’in izinden giden Selçuk Bayraktar da günümüzde terör örgütlerine karşı mücadelede geliştirdiği insansız hava araçları (İHA ve SİHA) ile ülkelere zafer kazandırıyor. Bizans İmparatorluğu döneminde, Avrupa’da feodal derebeylik düzeni hakimdi. Bu düzende, toprak sahibi lordlar, kendi surlarla çevrili bölgelerinde bağımsız bir şekilde zenginleşirken, fakir halk ise tarım işlerinde köle olarak çalıştırılıyordu. Krallıkların bu derebeyliklere karşı askeri müdahale yapması, surlar nedeniyle oldukça zordu. Bu durum, merkezi otoritenin zayıf kalmasına ve halkın acı çekmesine yol açıyordu. Fatih Sultan Mehmet ise İstanbul’u fethederek bu güçlü surları yıkma yolunda ilerledi ve Şahi Topları sayesinde İstanbul’u İslam toprağı haline getirdi. Şahi Topları, Orta Çağ Avrupa’sında birçok krallığın da ümidini artırdı; bu toplar sayesinde derebeyliklerin gücü kırıldı ve merkezi otoritenin güçlenmesi sağlandı. Bu gelişmeler, Avrupa'da Sanayi Devrimi’nin önünü açtı ve tarihin yeni bir çağa geçiş yapmasına katkı sundu. Şahi Topları'nın o dönemin savaş literatüründe top kavramı açısından yeni bir icat olmasa da dönemin diğer toplarından çok daha büyük ve güçlüydü. Yani o zamana kadar top teknolojisi vardı, ancak Şahi gibi surları yıkabilecek güçte bir top geliştirilmemişti. Fatih Sultan Mehmet, var olan top teknolojisini geliştirerek, o dönem için devrim niteliğinde bir yenilik sundu. Şahi Topları sadece Osmanlı’nın değil, Avrupa’daki birçok krallığın da askeri umut kaynağı oldu; merkezi otoriteyi zayıflatan feodal düzenin sona ermesi için bir dönüm noktasıydı. Bugün benzer bir gelişimi Selçuk Bayraktar’ın insansız hava araçlarında (İHA ve SİHA) görüyoruz. İHA ve SİHA teknolojisi Bayraktar’dan önce de var olan bir teknoloji olmasına rağmen, Bayraktar bu araçları daha az maliyetle daha güçlü ve etkin hale getirdi. Bayraktar’ın geliştirdiği İHA ve SİHA’lar, Türkiye’nin doğusunda zorlu coğrafi koşullara sahip alanlarda terör örgütlerine karşı büyük bir başarı sağladı. Bayraktar’ın İHA ve SİHA’ları, bu özellikleriyle sadece Türkiye’nin değil, Azerbaycan ve Ukrayna gibi ülkelerin de savunma ihtiyaçlarına cevap vererek düşmana karşı mücadelede önemli bir araç haline geldi. Özellikle düşük maliyetli ve yüksek etkili bu araçlar, Türkiye’yi uluslararası alanda savunma sanayiinde öne çıkan bir konuma taşıdı. Orta Çağ’da krallıkları zorlayan derebeyliklerin günümüzdeki karşılığı ise terör örgütleridir. Her biri farklı yapıda olan bu örgütler, bulundukları coğrafi koşulları kendi avantajlarına çevirerek devletlerin gücünü zayıflatmaktadır. Örneğin, kimi terör örgütleri dağlık bölgelerde yuvalanarak, kimi ise ormanlık alanları kullanarak devletlerin askeri müdahalesini zorlaştırmaktadır. Tıpkı derebeyliklerin surları gibi, bu coğrafi engeller terör örgütlerine kalkan olmaktadır. Ancak artık işler değişti. Selçuk Bayraktar’ın geliştirdiği İHA ve SİHA’lar, dağlık ve ormanlık bölgelerde bile yer tespiti yapabiliyor. Silahlı insansız hava araçları (SİHA) ise nokta atışı yaparak hedefleri etkisiz hale getiriyor. Bayraktar’ın insansız hava araçları, dünya çapında yeni bir teknoloji olmamakla birlikte, Türkiye’nin savunma sanayiinde öne çıkmasını sağlayacak şekilde geliştirildi. Bu araçlar, Türkiye’ye coğrafi zorluklara rağmen operasyon yapabilme ve terörle mücadelede öne çıkma fırsatı sunuyor. Türkiye’nin İHA ve SİHA teknolojisi sayesinde elde ettiği bu başarı, terörle mücadele eden diğer ülkelere de örnek oldu. Bugün terörden temizlenen Gabar Dağı’nda petrol ve maden çıkarma çalışmaları yürütülüyor. Bölge halkı, artık huzur içinde bir yaşam sürerken, bu yeni güvenlik ortamı yerel ekonomiyi ve bölgesel kalkınmayı destekliyor. Birçok ülke, Bayraktar’ın insansız hava araçlarını kullanarak terörle mücadelesinde avantaj sağlıyor ve bu teknolojiyi stratejik yatırımlarına dahil ediyor. Bu gelişmeler, terörün hâkim olduğu bu çağın sonunun da başlangıcı niteliğinde.