“BU DİL AĞZIMDA ANNEMİN SÜTÜDÜR”
Ayhan Uysal “Kalkınma Bakanı Sayın Lütfi Elvan; “Dilimizin kimliğimize önemine vurgu yaptığı konuşmasında “Türkiye Türkçesinin teşekkülünde
Ayhan Uysal “Kalkınma Bakanı Sayın Lütfi Elvan; “Dilimizin kimliğimize önemine vurgu yaptığı konuşmasında “Türkiye Türkçesinin teşekkülünde çok önemli bir tarihin yıldönümünde sizlerle bir arada bulunmaktan memnuniyet duyuyorum. 740 yıl önce Karamanoğlu Mehmetbey’in tutuşturduğu meşale bu gün sadece bu toprakları değil Türkçemizin konuşulduğu muazzam bir coğrafyayı aydınlatmaya devam ediyor. Bu vesileyle Karamanoğlu Mehmetbey’i rahmetle anıyorum. Ruhları şad, mekânı cennet olsun. Türk Dil Bayramı etkinlikleri çerçevesinde yazarlarımızın şairlerimizin Türkçe düşünen bilim adamlarımızın bir araya geldiği bu güzel buluşmayı düzenleyenlere teşekkür ediyorum” “Yazı ve edebiyat dilimizin oluşumunda Karamanoğlu Mehmetbey’in Türkçe hassasiyeti var” Bugün Türkiye Türkçesinin yazı dilimizin edebiyat dilimizin oluşumunda Karamanoğlu Mehmetbey’in başlattığı Türkçe hassasiyeti ğunu ifade eden Bakan Elvan; “Karamanoğlu Mehmetbey’den dilde, fikirde, işte birlik diyerek bu hassasiyeti canlı tutan İsmail Gaspıralı’yı oradan günümüz yazarlarına, düşünce adamlarına varıncaya Türkçe gisini, duyarlılığını yaşatan bütün büyüklerimizi de rahmetle, minnetle anıyorum. Hepimiz Yahya Kemal Bey’in “Bu Dil Ağzımda Annemin Sütüdür” sözünü hatırlarız. Hepimiz gurbet hikâyelerinde yer alan Refik Halit Bey’in “Eskici” hikâyesini hatırlarız. “Çiviler batmaz mı senin ağzına” diyen çocuğun o dokunaklı cümlesi Türkçe’nin çekildiği coğrafyaları düşündüğümüzde 100 yıllık keskinliğinden, sivriliğinden bir şey kaybetmeyen çiviler olarak yüreğimize batıyor” . Türkçe’nin sadece insan olarak değil, dağa taşa, eşyaya evrene nüfus ettiği yerlerdir diyen Bakan Elvan konuşmasının devamında; “Bugün Türkiye 1000 yıldır vatanımız ise burada dünyaya hala model olabilecek bir uygarlık inşa etmiş isek bu birçok değer yanında Türkçe sayesin r. Konuştuğumuz dil sayesin r. Annemizin söylediği ninniler yaktığı ağıtlar sayesin r. Bu dil ile buluşturulan sözlü ve yazılı muhteşem edebiyat sayesin r. Yunus Emre’siz bir Türkçe düşünemiyorsak, Karacaoğlan’sız bir Türkiye düşünemiyorsak, Baki’siz, Nedim’siz, Şeyh Galip’siz bir Türkiye düşünemiyorsak, Yahya Kemal’siz, Mehmet Akif’siz Nazım Hikmet’siz, Sezai Karakoç’suz bir Türkiye düşünemiyorsak, burada sekiz asır önce gösterilen dil hassasiyetinin Karamanoğlu Mehmetbey ile aynı düşünen bir eğin katkısı vardır” . Konuşmasının sonunda dilin yaşayan bir varlık ğunu ifade eden Bakan Elvan; “Dildeki sadece dili yozlaştırmakla kalmaz, hayatımızı ve değerlerimizi de yozlaştırır. Esnaf bir işyerine ad verirken, baba çocuğuna ad verirken, üretici yeni ürününe ad verirken, basın kuruluşları yayınlarında ortak duyarlılık geliştirdiği yozlaşmayı en aza indirebiliriz. Hep aydınlarımıza iş düşüyor diye söylendi söyleniyor. Bu hususta sadece aydınlarımıza değil 80 milyon yurtdaşımızın her bir ferdine iş düşüyor. “Dilimiz Kimliğimiz” sözü sadece bir söz değil bir hakikatinde tezahürüdür. Bu vesileyle bu programa emeği geçen Valiliğimize, Belediye Başkanlığımıza, Üniversitemize ve katılanlara teşekkür ediyorum” .