ATATÜRK\'ÜN MECLİS\'TE TÜRKLÜK TARTIŞMASINDAKİ SÖZLERİ

Yayınlanma: 24.04.2013 06:00 Güncelleme: 24.04.2013 06:00

Mustafa Kemal: Yüksek Meclisinizi teşkil eden zevat, yalnız Türk değildir, yalnız Çerkes değildir, yalnız Kürt değildir

  Milliyet gazetesi yazarı Can Dündar, Meclis'te Mustafa Kemal Atatürk'ün de katıldığı Türklük tartışmasının diyaloglarını köşesine taşıdı. Dündar, Atatürk'ün 'Efendiler' diyerek şunları söylediğini hatırlattı;"Burada kastedilen ve Yüksek Meclisinizi teşkil eden zevat, yalnız Türk değildir, yalnız Çerkes değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir, fakat hepsinden mürekkep İslam unsurlarıdır. Binaenaleyh çıkarlarımız ortaktır. Bunun böyle bellenmesini ve yanlış anlaşılmalara meydan verilmemesini rica ederim." İşte Dündar'ın o yazısı O gün tamamen ilgisiz bir konu vardı Meclis'in gündeminde... Sağlık tartışılıyordu. Kastamonu Mebusu Yusuf Kemal Bey, "Arkadaşlar, Türkleri korumak için önce sağlıklarını korumalıyız" diye lafa girdi. Bu laf, Sivas Mebusu Emir Paşa'nın itirazına yol açtı. "BİZ BURADA TÜRKLÜK NAMINA TOPLANMADIK" Paşa, sağlığı korumanın sadece Türklere hasredilmesini eleştirirken, "Biz burada Türklük namına toplanmadık" ve ekledi: "Bu vatanda Çerkes, Çeçen, Kürt, Laz ve daha birtakım İslam kabileleri vardır. Bunları dışarıda bırakacak, ayrımcılığa olacak söz söylemeyelim." Ülkenin neredeyse tüm kültürel zenginliğini yansıtan bir meclisti. Ve daha ilk adımda bir ayrımcılık görüntüsünün doğması büyük riskti. Bunu sezen Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa söz aldı ve ki: "MECLİSİNİZİ TEŞKİL EDEN ZEVAT YALNIZ TÜRK DEĞİLDİR" "Efendiler, Burada kastedilen ve Yüksek Meclisinizi teşkil eden zevat, yalnız Türk değildir, yalnız Çerkes değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir, fakat hepsinden mürekkep İslam unsurlarıdır. Binaenaleyh çıkarlarımız ortaktır. Bunun böyle bellenmesini ve yanlış anlaşılmalara meydan verilmemesini rica ederim." "Müslüman", "Türk", "Türkiyeli" İlk Meclis'e damgasını vuran anlayış, bu konuşmadaki iki sözcükte gizliydi: "Çıkar birliği..." O günün koşullarında bu birlik, "İslam" çatısı altında sağlanmaya çalışılıyordu. Gerçi o çatı da, "gayrimüslim" unsurları dışlıyordu, ama yine de sonradan onun yerini alacak "Türklük" çatısı dar değildi. ATATÜRK 1921'DE TÜRKİYELİ TANIMINI KULLANDI Mustafa Kemal Paşa, 1921 Anayasası'nın değişiklik taslağını kendi eliyle düzeltirken "Türkiyeli" tanımını kullandı. Cumhuriyet, "aidiyet" için din ve etnik köken yapıştırıcılarını denedikten nice sonra, kalıcı bağı buldu: "Gönüllü yurttaşlık... Anayasal kimlik..." Bunlar, içinde herkesin kendine yer bulabileceği, "ortak çıkar"ın sağlanabileceği tanımlardı. İlk Meclis'ten son Meclis'e devredilen miras budur.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız