Âşık Şemi'nin "Gazel" türündeki eseri

Yayınlanma: 02.03.2025 12:16 Güncelleme: 03.03.2025 13:35

Gazete Anadolu olarak, 19. yüzyılın en önemli halk şairlerinden biri olan Konyalı Âşık Şem’î’yi tanıtıyor ve her gün bir şiirini sizlerle buluşturuyoruz.

Akademik Sayfalar dergisinden edindiğimiz bilgilere göre, Âşık edebiyatının zirveye ulaştığı 19. yüzyılda, halk şairleri hem divan şiirinden etkilenmiş hem de kendi geleneklerini koruyarak güçlü eserler ortaya koymuşlardır. İşte bu dönemin en önemli âşıklarından biri de Konya’nın yetiştirdiği büyük sanatçılardan Âşık Şem’î’dir. Kapatma Alemi, vais cihan meyhanesiz kalmaz Şikest olsa surahi sakıler, peymanesiz kalmaz Sever aksin görünce soretin zahid hazer eyler Dolar aşk bahrine kavas olan dürdanesiz kalmaz Hüda razzakı Alem günbegün saatbesant Bulur taksimi kendüm, değirmen dânesis kalmaz Kuru feryat ile Bülbül umarmı vuslat gülden Yakar başına otlar Şemide pervanesiz kalmax İşte şundan iyi anlaşılıyor ki, Aşıklar İlhamı zemin zamanla muhitten alıyor bu bir hakikattır ki bunu zemin aşıklara söyletiyor. Bu sema-i sinde aşık Şeminin: Boşandıysa zənciri aşktan cümle mecnunlar Biraz bakı kalur dari şifa divanesiz kalmaz. Nüktesi cihan şümul bir hikmettir ki bunu dar kafalılar değil, ancak ehli aşk tahlil eder. Çünkü bu ve daha emsalini söyleten aşktır. Meselâ; Zıya Paşa merhuma: Bed asla necabetm verir hiç ontüfurma Zerdûz palan ursan eşek yine egektir dedirten ihatalı aşkla zemin zamanın bir ilhamı hemde hakiki yani zeminle zamanın gösterdikleri bir hakikat değilmidir? Öyleya Saltanat devrinde paşa taraftarları bir takım cahillerin sırmalara rütbelere gark olarak devlet işinin başında bulunmaları ve göz göre ihanet, edâ savırmalarına Koca şair Ziya Paşa dayanabilir mi..? İşte ona o terci-i bendi söyleten muhit ve zamandır. Öyleki muhitin böyle yersiz ve hasut üzüntüleri arasında aşık Şeminin düğün merasimide büyük bir atlı alayı ile Mayıs ayının ortasında 1223-1807 hi- tama erdi. Artık bu maceraya karşı Şemi asûde ve ferağatkâr bir fikirle bütün rakiplerine: Kasrı dil kalsun harap ey yår senin olsun senin İstemem tamirini mimar senin olsun senin Ben devi vuslatla yâre canımı bahşeyledim Var dirahti gülde bülbül zar senin olsun senin Vir bana mahbubula meydan haberi zahida Sen dilersin Huri-i cennet kår senin olsun senin Ben takıldım yärin halka-i zülfüne bendeyim İşte hali kaldı Mansur dår senin olsun senin Mürğı dil peyğu gibi viranede tuttu vatan Rahatı vahdetde buldu şar senin olsun senin Kişveri dilde kanaat kenzini buldum yeter Ru'yeti dünya olan şar senin olsun senin Key melamet hilatin namusu arı eyle terk Derdimend Şemi geda år senin olsun senin İşte bu o zamanın dedikoducu nadanlarına veciz bir cevaptır. Aşık Şemi bunda diyor ki, ey nadanlar ben evlendim. Gönlümün istediğini aldım Şimdi ben baykuş gibi yuvama çekildim artık dedikodunuzla şehir sizin olsun... Ben gönül şehrinde saådet hazinesini buldum, sizin kavuk salladığınız bu duvarı sizin olsun... diyor. Ve böylece Şemi oldukça serbest hayatın basamaklarına ayağını koymuş bulunuyor. Askerliğide daha önce bedel ile ödenmişti Babasının yanında çalışıyor ev ve bağ işlerin bakıyor istediği hoş meclise girebiliyordu. Şemi artık aşık Dertlinin türbe kahvesinde görünməyə başladı. (Devamı var)

Devamını Okumak İçin Tıklayınız