“ALLAH BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN”

Yayınlanma: 14.03.2016 07:07 Güncelleme: 14.03.2016 07:07

İstiklal Marşı’nın Kabulünün 95. Yıl Dönümü Kutlandı

İstiklal Marşımız bağımsızlığımızın, dimdik ayakta var oluşumuzun sembolüdür. Bu sembol yurdumuzun düşman işgaline uğradığı felaket günlerini yaşadığı dönemde oluşmuştur. Binbir olay karşısında bunalmış ruhların acı içinde halas anlarını beklediği bir anda yazılan bu marş aynı da, o günlerden  bizlere yansıyan, yokluk içinde yok olmuş bir milletin küllerinden var olma mücadelesinin aktarıldığı, o günlerin  değerli bir anısıdır. Artık saldırgan düşmana karşı Anadolu’da tutuşan heyecanı alevlendirecek, vatan gisini ve inancını canlı tutacak bir marşa ihtiyaç ğu düşüncesi, Genel Kurmay Başkanı İsmet (İnönü) Paşa dan geldi. İsmet İnönü böyle bir marşın Fransız ordusunda mevcut ğunu ve ordumuz için de faydalı olacağını Milli Eğitim Bakanlığına iletti. Milli Eğitim Bakanlığı da bu düşünceyi benimseyip bir yarışma düzenledi. Beğenilen güfte için 500 lira ödül verilecekti. Yarışma için 734 şiir gönderildi. Bir kurulca bunlar titizlikle incelenip 6 tanesi ayrıldı. Ama hiçbiri beğenilmedi; marş olacak değerde bulunmadı. O Burdur Milletvekili Mehmet Akif’in para ödülünden rahatsızlık duyduğu için yarışmaya katılmadığı öğrenildi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi şairin Meclis’teki sıra arkadaşı Balıkesir Milletvekili Hasan Basri Bey’in yardımını istedi. Hasan Basri Bey bundan sonrasını şöyle anlatıyor: ‘‘Akif Bey’in yanımda ğu bir , elime bir kağıt parçası alarak, onun dikkatini çekecek bir tarzda yazmaya başladım. - Ne yazıyorsun?  - Marş…İstiklal Marşı yazıyorum.  - Yahu sen ne adamsın? Seçilecek şiire para ödülü verileceğini bilmiyor musun? İçinde para bir işe nasıl katılıyorsun?  - Yarışma rıldı? Seçilecek şiire ne para verilecek, ne de her hangi bir ödül. Milli Eğitim Bakanı bana güvence verdi. - Ya, o halde yazalım. İşte böylece yazılmaya başlanan ve 48 saatte bitirilen İstiklal Marşı, imzasız olarak Milli Eğitim Bakanlığının seçici kuruluna sunuldu. Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, daha önce seçilen 6 şiirle birlikte yeni şiiri Ordu Komutanlarına gönderdi. Onlardan, şiirlerin askerlere okunmasını, beğenilenleri sıralamalarını istedi. Komutanlar, kısa sürede sonucu bildirdiler: Hepsi de Mehmet Akif’in şiirini birinci sıraya almıştı. Bundan sonraki iş, İstiklal Marşı’nın T.B.M.M’ne getirip kabul ettirmekti. Marş, ilkin Meclis’in 1 Mart 1921 günü yaptığı ikinci oturumunda ele alındı. Başkan Mustafa Kemal’in söz vermesi üzerine Hamdullah Suphi kürsüye gelerek, sık sık alkışlarla kesilen şiiri okudu ve son seçimin Meclis’e ait ğunu söyledi. O gün oylama yapılmadı. Şiirle ilgili konuşmalar ve oylama, Meclis’in 12 Mart 1921 günü öğleden sonraki oturumunda yapıldı. Bazı milletvekilleri, bir komisyon kurularak şiirin yeniden incelenmesini, bazıları da hemen görülüp karara bağlanmasını istediler. Uzunca tartışmalardan sonra, şiirin kabulü için verilen 6 önerge benimsendi ve İstiklal Marşı çoğunlukla kabul edildi. ALLAH BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN Mehmet Âkif'in rahatsız bulunduğu, Alemdağı'nda son günlerde içlerinde Târık Us'un da bulunduğu bir grup üstadın ziyaretine gitmişler, Mehmed Âkif bitkin bir hâlde yatağında yatıyordu. Konuşma esnasında söz İstiklâl Marşı'na intikâl ettirilmiş, ziyaretçilerden biri: — Acaba İstiklâl Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı? Demiş bu söz üzerine yatağında bitkin bir hâlde yatmakta Akif; birdenbire başını rmış ve ona: — Allah bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın! O şiir bir daha yazılamaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O milletin malıdır. Allah, bir daha bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın  Evet: — Allah bir daha bu memleketin, bu milletin istiklâlini tehlikeye düşürmesin! Bir daha onu istiklâl Marşı yazmaya mecbur etmesin, sözüyle ziyaretçileri susturmuş, o büyük insanın ne demek istediği herkes tarafından anlaşılmıştı.                                         Milletçe aynı kararlılıkla, İstiklal Marşımızda en güzel ifadesini bulan ortak değerler ve amaçlar etrafında birleşerek, daha iyi, daha mureffeh bir gelecek için azimle, inançla çalışmaya devam edeceğiz. Bugün hepimize düşen en büyük görev, geçmişte gösterilen çabaların anlam ve öneminin bilincine vararak, atalarımızın emaneti yurt topraklarına sahip çıkmak, Cumhuriyetimizi sonsuza değin yaşatmaktır. İstiklâl Marşı’mızın TBMM tarafından milli marş olarak kabul edilişinin 95. Yıldönümü kutlu olsun. Bu vesileyle başta Büyük Atatürk olmak üzere, Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmet ve minnetle anıyoruz." Ruhları şad olsun. ANMA PROĞRAMI DÜZENLENDİ İstiklal Marşının kabulünün 95. Yılı ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy´u Anma programı, Piri Reis Kültür Merkezinde yapıldı. Anma programına; Karaman Valisi Sayın Murat Koca, Garnizon Komutanı Mustafa Akış, Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan, Vali Yardımcısı Mehmet Uğur Arslan, İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, daire amirleri, şube müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve davetliler katıldı. Açılış konuşmasıyla başlayan program, Vilayetler Hizmet Birliği Anaokulu öğrencilerinin okumuş kları İstiklal Marşı ile devam etti. Minik öğrencilerin göstermiş kları performans davetliler tarafından ilgiyle izlenirken öğrencilerin yaşamış kları heyecanda gözlerden kaçmadı. Minik öğrencilerden sonra sahneye çıkan ve İstiklal Marşını Güzel Okuma Yarışması  ilkokullar kategorisinde birinci Cumhuriyet Nihat Aslan İlkokulu öğrencisi Ece Güngörer’in okuduğu İstiklal Marşı ile devam eden programda, Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi kız öğrencilerinin hazırlamış kları oratoryo gösterisi sunuldu.Ordunun Duası şiirinin okunması ve yine Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan tiyatro gösterisi büyük alkış topladı.   Program, yarışmada dereceye giren  öğrencilere ödüllerin verilmesi ile sona erdi.        

Devamını Okumak İçin Tıklayınız