Afrika ormanları karbon deposundan kaynağına dönüştü
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Afrika ormanlarındaki karbon stoklarında 1990'lara kıyasla ciddi bir kayıp yaşandığını belirterek, "Yıllık 0,5 milyar ton karbona karşılık gelen bu azalma Afrika'daki ormanların yıllık biriktirdiği karbon miktarından daha yüksek olduğu için ormanlar karbon yutak alanından karbon emisyon kaynağına dönüşmüş kabul edilmektedir." dedi.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Afrika ormanlarındaki karbon stoklarında 1990'lara kıyasla ciddi bir kayıp yaşandığını belirterek, "Yıllık 0,5 milyar ton karbona karşılık gelen bu azalma Afrika'daki ormanların yıllık biriktirdiği karbon miktarından daha yüksek olduğu için ormanlar karbon yutak alanından karbon emisyon kaynağına dönüşmüş kabul edilmektedir." dedi. Bilim dergisi Nature'da yayımlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar, uydu verileri ve çeşitli teknolojilerle 10 yıl boyunca Afrika biyomlarındaki ağaç ve çalı gibi canlı bitki materyalini ifade eden yer üstü biyokütleyi hesapladı. Ölçümlere göre, Afrika'da yer üstü biyokütle 2007-2010 döneminde yılda yüzde 0,37 artarken, 2010-2015'te yılda yüzde 0,11 azaldı. Kayıplar, 2015-2017 döneminde ise ormansızlaşma etkisiyle yılda yüzde 0,03 oldu. Tropikal nemli geniş yapraklı ormanlarda yer üstü biyokütle 2007-2010 yıllarında yılda yaklaşık 192 milyon ton artarken, bu eğilim 2010-2015'te yıllık 70 milyon ton, 2015-2017'de ise 154 milyon ton kayba dönüştü. Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Madagaskar ve bazı Batı Afrika ülkelerinde son 10 yıldaki orman örtüsü kayıplarındaki önemli artışlar 2007-2017 dönemindeki biyokütle kayıplarına neden oldu. En büyük kümülatif yer üstü biyokütle artışı, Kongo Havzası'ndaki tropikal nemli geniş yapraklı ormanlarda, Ekvator Ginesi, Gabon ve Kongo Cumhuriyeti'nde görüldü. Buna karşın tropikal otlaklar, savanlar ve çalılıklarda Afrika genelindeki artış eğilimi 2010-2015 döneminde kümülatif kayba dönüştü. Afrika ormanları 2010'dan sonra karbon yutağından net bir karbon kaynağı haline geldi. - Ormanlar denizlerle birlikte en önemli karbon yutak alanı haline geldi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, AA muhabirine, otlak ve bozkır gibi ekosistemlerde karbon depolamanın düşük olduğunu, ormanlık ve makilik ekosistemlerde ise atmosferden alınarak bitkisel kütlede biriktirilen karbonun uzun süre atmosfere geri dönmeden tutulduğunu söyledi. Ormanlarda dökülen ve ayrışan yapraklar, ölü ağaçlar ve kılcal köklerin oluşturduğu humusun bulunduğu topraklarda da karbon depolandığını belirten Tolunay, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, bu zamana kadar 4,14 milyar hektar olan ormanlarda, 313 milyar ton ağaçlarda, 329 milyar ton topraklarda, 41 milyar ton ölü örtüde ve 30 milyar ton ölü odunda karbon depolandığını aktardı. Tolunay, bu miktarların ormanları, denizlerle birlikte en önemli karbon yutak alanı haline getirdiğini bildirdi. Tolunay, karbon yutaklarının bitkilerin gelişmesiyle her yıl atmosferden karbondioksit alarak yıllık birikim yaptığına dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Küresel Karbon Bütçesi 2025 Raporuna göre karasal ekosistemlerdeki bitkiler yıllık 2,4 milyar ton, denizler ise 3,2 milyar ton karbonu atmosferden alabilmektedir. Ormanların ise yıllık 1,3 milyar ton karbonu atmosferden alabildiği hesaplanmıştır. Kara ve denizlerde yıllık depolanan karbon miktarı 5,6 milyar ton kadardır. Karbondioksit eşdeğeri olarak 20,5 milyar ton karbondioksite karşılık gelen bu miktar 2050 net sıfır karbon misyonu hedefi için kritik bir değerdir. Çünkü net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşılması için 60 milyar ton karbondioksit eşdeğerini aşan emisyonların ekosistemlerin yıllık atmosferden aldığı 20,5 milyar tona eşitlenmesi gerekmektedir." - "Afrika ve diğer kıtalardaki ormansızlaşma eğilimi azalsa da devam etmektedir" Afrika'nın ormansızlaşmanın en fazla olduğu kıtalar arasında yer aldığı bilgisini veren Tolunay, şunları kaydetti: "FAO verileri, Afrika ormanlarında 1990'da 132 milyar ton kadar olan karbon stoklarının 2025'te 115 milyar tona gerilediğini göstermektedir. Yıllık 0,5 milyar ton karbona karşılık gelen bu azalma Afrika'daki ormanların yıllık biriktirdiği karbon miktarından daha yüksek olduğu için ormanlar karbon yutak alanından karbon emisyon kaynağına dönüşmüş kabul edilmektedir. Afrika ve diğer kıtalardaki ormansızlaşma eğilimi azalsa da devam etmektedir. Küresel ölçekte 1990-2000 yılları arasında yıllık ortalama 17,6 milyon hektar olan ormansızlaşma, 2000-2015 arasında 13,6 milyon hektara ve 2015-2025 arasında 10,9 milyon hektara düşmüştür. Bu ormansızlaşmanın yüzde 90'ını da tropikal ormanlardadır. Tropikal ormanların azalmasındaki en önemli etkenler tarım, madencilik ve kentleşme nedenleriyle ormanların kesilmesidir." - Güney Amerika'daki ormanlar risk altında Tolunay, her bir hektarlık orman alanı kaybında küresel olarak atmosferden yıllık ortalama 0,3-0,4 ton kadar daha az karbon depolandığını söyledi. Güney Amerika'da tropikal ormanlardaki kayıpların Afrika'dan daha yüksek olduğuna ve son 10 yılda Güney Amerika'da yıllık kaybedilen orman alanının 4,2 milyon hektara çıktığına işaret eden Tolunay, Brezilya'nın ise yıllık 2,9 milyon hektar ormansızlaşmayla dünyada en fazla ormanın yok olduğu ülkelerden olduğunu hatırlattı. Tolunay, bu yıl Brezilya'da yapılan COP30'da ana gündem maddelerinden biri olmasına rağmen ormansızlaşmayla ilgili finansman taleplerine karşın bağlayıcı bir karar çıkmadığını ifade etti. Ekosistem tahribatlarının, 2050 net sıfır emisyon hedefine ulaşılmasını imkansız hale getireceği uyarısında bulunan Tolunay, "Net sıfır emisyon hedefine ulaşılamaması sanayi devrimine göre sıcaklık artışının 2 derecenin altında tutulamaması, yüzyıl sonuna doğru küresel sıcaklıkların 3-4 derece artmasıyla sonuçlanabilir. Fosil yakıtlar, sanayi, tarım ve atıklardan kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmanın yanında ormansızlaşma ve ekosistem tahribatlarının da önlenmesi son derece önemlidir. 1850-2011 yıllarındaki sera gazı emisyonlarının 3'te 2'si fosil yakıtlardan, 3'te 1'i de ormansızlaşma ve diğer arazi kullanım değişikliklerinden kaynaklandığı dikkate alındığında belki önemi anlaşılabilir." dedi. Tolunay, orman alanlarının tarım arazilerine dönüştürülmesinin ormansızlaşmanın en önemli nedenlerinden olduğunu dile getirerek, ormansızlaşma sonucu yeni salgın ve hastalıklarla karşılaşılabileceğinin de altını çizdi. - Ormanların korunmasına dair yöntemler Öte yandan Tolunay, ağaçların karbon depolamadaki rolünü artırmak için ormansızlaşmaya yol açabilecek altyapı, yerleşim ve madencilik projelerinin denetlenmesi gerektiğine dikkati çekerek, bu çalışmaların ormanların dışında yapılmasının sağlanması gerektiğini söyledi. Ormanlardaki odun üretiminin sınırlandırılması gerektiğini anlatan Tolunay, şöyle devam etti: "Bir yerin ormanlaştırılması için iklim ve toprak koşullarının ağaç yetiştirmeye uygun olması zorunlu. Son yıllarda ormanların yönetiminde iyileştirilmiş orman yönetimi olarak adlandırılan yaklaşımlar ön plana çıkmaya başladı. Bu yaklaşım rutin ormancılık uygulamalarından çok ormanlardaki karbon stoklarını artırmayı veya ormancılık faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmayı amaçlamaktadır. Orman yangınlarının önlenmesi ve azaltılması, bunları yaparken de biyoçeşitliliğin korunması iyileştirilmiş orman yönetiminin ana amaçları arasındadır." Tolunay, gelecek yıl Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenecek COP31'de biyoçeşitlilik ve iklim değişikliğinin bir arada ele alınmasının son yıllarda finansmana kilitlenen konferanslara yeni bir yaklaşım getirebileceğini sözlerine ekledi.