“3 DÖNEM KURALI HEPİMİZ İÇİN GEÇERLİ”

Yayınlanma: 15.09.2014 06:46 Güncelleme: 15.09.2014 06:46

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kanal 24'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Davutoğlu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerini ve paralel yapıyla mücadeleyi değerlendirdi. Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanlarıyla görüştüğünü anımsatan Davutoğlu, görüşmelerde aynı konuları aynı perspektiften aktardığını söyledi. Davutoğlu, ilk kez 2010'daki referandumda meydanlara indiğini hatırlatarak, şunları söyledi: "İlk meydan mitinglerimi 2010 referandumu için yaptım. En çok heyecanlandıran şey yargıda reform boyutuydu. Çünkü yargı Türkiye'de o lar 90'lı yıllardan itibaren dar bir kliğin elinde gibi, daha doğrusu elitist bir tutum vardı. Taşradaki hakimler, savcılar bunların nüfuz edemediği bir egemen alan vardı. Biz o referandumla şunu hedefledik; Öyle bir şey yapalım ki hakim ve savcılarımız  kendi vicdanlarıyla, erdemleriyle tercih yapsınlar ve kendi aralarında bir HSYK yapılanması çıksın. Bu da hakim ve savcılarımıza duyduğumuz saygı sebebiyleydi. Hakimler ve savcılar adalet dağıtacaklarsa tek başlarına karar vermeli, vicdanları ve yasalar... Ne biliyor musunuz? İki şey yaşandı. Anayasa Mahkemesi blok listeyi çıkardı. O neredeyse partileşmeler doğdu. Kişiler tek tek aday seçmemeye başladılar. Listeler üzerinden kim örgütlemişse yargıya egemen olmaya başladı. Şimdi paralel yapı ğimiz bu yapı kendi içinde örgütlenerek diğer hakim ve savcıların iradesini yok sayarak, topluca tek bir oy vermek suretiyle ve değişik dengelerle yargıya egemen lar. Bunun doğurduğu sakınca yürütmenin ya da yasamanın yargı üzerinde baskı oluşturduğunu iddia edenlerin o tür iddiaları vahim bir iddiadır. Nihayetinde yasamada bir şeyi değiştirebilirsiniz ama bir grup yargıya egemen olmuşsa bu ister seküler kimlikli bir egemenlik olsun ister belli bir grubun dini kimlikli egemenliği olsun hiç fark etmez. Artık siz adaletten emin olamazsınız. Hakim ve savcılar tek başlarına vicdanlarıyla karar vermemeye başlarlar. Dışarıda bir otorite şu veya bu güç dağılımıyla şunun veya bunun yönünde oy kullanın derler." "Umre ziyareti gibi Pensilvanya'ya gidiyorlardı"  Davutoğlu, TÜSİAD heyetiyle yaptığı görüşmede de bu görüşlerini aktardığını belirterek, "Gerçek bağımsızlık her bir hakim ve savcının, özellikle de hakimin savcılar bir iddia makamıdır, vicdanlarıyla başbaşa karar vermesiyle olur. Ama bu olmadığı , şöyle bir tablo düşünün bir ilde ya da bir yerde hakim, savcı, emniyet müdürü otursa ve bir grup işadamı davet edilse ve himmet toplantısı yapılsa para toplansa. Şimdi oradaki insanlar gerçekten infak bilinciyle mi bunu verirler yoksa bir korkuyla mı verirler?" sorusunu sordu. Davutoğlu, paralel yapıyla mücadele konusunda şu değerlendirmelerde bulundu: "İki sene önce Türkiye'nin en seçkin işadamları, en seçkin sanatçıları Pensilvanya'ya ziyaret etmeye, neredeyse umre ziyareti, gidiliyordu. Bu sene niye gidilmiyor? Eğer manevi bir bağlılık var idiyse sürüyor olması lazımdı değil mi? Hayır, korkuyla gidiliyordu 'Acaba ellerinde ne var' korkusu. Bu o vahim bir şey ki… Ana muhalefet partisi lideri, diğer muhalefet partisi..." "Yargıda tek renk hakim olmasın"  Başbakan Davutoğlu, "Yargı mensuplarına buradan seslenmek istiyorum: HSYK seçimleri sizin seçiminiz, seçimimiz değil. Siz karar vereceksiniz. Yargıda tek bir renk mi hakim olacak yoksa yargı mensuplarının siyasal görüş farklılıkları, mezhebi ya da etnik aidiyetleri hiç düşünülmeden herkesin içinde bulunduğu bir HSYK yapılanması mı olacak" ifadelerini kullandı. Yargının bağımsızlığını, yürütmenin ve yasamanın yargıya müdahalesini doğru görmemekle birlikte esas itibariyle yargının içinde bir grubun da egemenliğinin olmaması olarak gördüklerini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti: "Biz bu görevi yürüttükçe, bir daha yargıda ve emniyette veya başka yerdeki öbeklenmelerle, odaklanmalarla ister bu grup ister ileride bir başka grup, vatandaşların tek tek özgürlük alanlarının yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Dinleme suretiyle vatandaşlar bir daha 'Acaba benim mahrem hayatım takip ediliyor mu?' diye bir korku içinde yaşamayacaklar. Bizim görevimiz bunu temin etmek. Yargı da bunu teminata li-">li la yükümlü. Şimdi ne yapılıyor biliyor musunuz? 30 Mart seçimleri için yığınak yapıldıydı, AK Parti darbe yiyecek, değişecek. Ne söylentiler yayıldı biliyorsunuz 30 Mart seçimleri öncesi. Olmadı. Hadi cumhurbaşkanlığı seçimleri, çatı aday her türlü yollar denendi. AK Parti içinde ihtilaf çıkar mı diye beklediler o da olmadı. Şimdi yığınakları 'Merak etmeyin 12 Ekim'de öyle bir HSYK gelecek ki bunlara biz hesabını soracağız'. Böyle bir hesap içindelerse buna izin vermeyiz. Buna izin verirsek Türkiye Cumhuriyeti devletinde ne yargı kalır, ne yürütme kalır ne yasama kalır." AK Parti'yi korumak amacında olmadıklarını vurgulayan Davutoğlu, amaçlarının her bir vatandaşın dinlenme korkusu olmadan iletişim kurabilmesi ğunu söyledi. Davutoğlu, HSYK'nın, hakim ve savcıların kendi hür iradeleriyle yargının onurunu ve bağımsızlığını koruyacak bir netice elde etmelerinden en fazla kendilerini memnun edeceğini kaydetti. HSYK'nın kararı ne olursa olsun en fazla saygıyı kendilerinin duyacağına vurgu yapan Davutoğlu, "HSYK üzerinden öyle bir yapılanma yapalım ki yürütmeyi de ipotek altına alalım, yasamayı da baskı altına alalım derlerse, bu emaneti bize onlar vermedi. Bu emaneti bana Konya'da sarılan 90 yaşında bastonuyla sandığa doğru yürüyen amca verdi veya Hakkari'deki kardeşimiz verdi, Edirne'deki... Bu emaneti de böyle çarçur edilmesine izin vermeyiz. Bunun da herkesin bilmesinde fayda var" diye . 2015 seçimleri Başbakan Davutoğlu, 2015'teki genel seçimlerde Başbakan olarak programı konusunda ise şu bilgileri verdi: "Aktif bir cumhurbaşkanı, aktif bir başbakan olmanın getirdiği bir avantaj var. Cumhurbaşkanımızla da k, bazı zirveler ve işte çok... Brüksel'e yapacağım bir ziyaret Avrupa Birliği yönetimi değişmesinden sonra ve G20 zirvesi ve NATO Zirvesi'ne cumhurbaşkanımız katıldı. G20'ye ben katılacağım. Bu birkaç gezi dışında Kıbrıs'a, Azerbaycan'a gideceğim. Zaruri geziler dışında daha çok içeriye yoğunlaşacağız. Cumhurbaşkanımızın bu arada yurt dışı ziyaretleri olacak. 15 Eylül'de zaten kongre takvimimiz başlıyor, 22 Şubat'a . Bu arada fark ettiniz günlük programımı 3-4'e başbakanlıktaydım. 4'ten son 3 gündür gece 1-1,5'a genel merkezdeydim MYK'da. Bütün birimleri tek tek gezdim. Teşkilatlanma başkanlığında kongreleri planladık. Şu anda bir görev sıralaması yaptığımızda, Sayın Cumhurbaşkanı ilk ismimi zikrettiğinde de ğumuzda kendisine de ifade etmiştim. Birinci görevim bu geçiş sürecini en kısa sürede suhuletle tamamlamak. Yani kabineyi yenilemek, yeniledik elhamdülillah bir sıkıntı olmadı. MYK'yı yenilemek, yeniledik. Hiçbir sıkıntı yaşamadık, bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Parti grubunu yeniledik. Grup başkanvekilimiz atandı. Şimdi teşkilatta herkesi dinledikten sonra genel merkezde orada atılacak bazı adımlar konusunda arkadaşlarımla dün gece yarısına paylaştık. Şimdi bu suhuletli geçiş tamamlandı. Yani her taş yerine oturdu. Yerine oturması gereken fazla bir değişiklik, ihtiyaç kalmadı." Teşkilatlarda yeniden bir heyecan uyandırmayı amaçladıklarını dile getiren Davutoğlu, yasamsun oto kiralamaan ritmi muhafaza etmek istediklerini anlattı. Davutoğlu, parti teşkilatlarını bir vücudun azalarına benzeterek, "Biz bütün bir organizmayı hareket halinde tutmamız lazım" . 3 dönem kuralı hepimiz için geçerli Konya mitinginde seçim startını verdiklerini kaydeden Davutoğlu, "62. Hükümet'e daha doğmadan, daha ben başbakan bile olmadan önce geçici hükümet muamelesi yapıldı" . Davutoğlu, şöyle devam etti: "Yani öyle bir hükümet kurulacak ki 8 ay görev yapacak, 2015'de makas değiştirecek. Ben o da söyledim şimdi de söylüyorum. İktidarda bir parti geçici hükümet kurmaz, geçiş hükümeti hiç kurmaz. İktidarda bir parti görev değiş tokuşu mu, nerede m burada, aynen devam eder. Bu o önemli ki psikolojik olarak. Hükümet programı için ilk defa oturduğumuz arkadaşlarla, onlar hani '61. Hükümet'in programını tamamlayıcı mahiyette bir program mı yapsak, nasıl olsa bütçe de yapacağız' gibi kanaat belirten arkadaşlar . 'Hayır' m, programımız 2023. Önümüzde 3 seçim var, 2 seçim atlattık. 2015 seçimi, 2019 seçimi, 2023 seçimi… Şu anlamda eğer Allah ömür verirse ve 3 dönem kuralı hepimiz için geçerli bir şey, tabii kongrede gelecek sene yine delegelerimiz bizi takdir ederlerse perspektifimiz 2023'e ne yapacağımızın şeyini koymak. Öyle olunca 8 aylık bir program çıkarmadık. Hükümet programını okuyanlar görürler ki yeni unsurlarıyla hem eski müktesebat olarak, o anlamda Yeni Türkiye demek eskiyi reddeden değil, bütün o kazanımları koruyarak yeni bir inşa faaliyetinin içine girmek, ihya faaliyetinin içine girmek." İlk ziyaretine bu hafta sonu Söğüt'te başlayacağı bilgisini veren Davutoğlu, "Hükümet kurma görevi verildikten sonra, başbakanlık fiilen resmen başladıktan sonra cumhuriyetimizin sembol günleri başladı, 30 Ağustos töreni, Harp Akademilerinde, Hava Harp Akademisinde diğer yerlerde törenler. Bunlar cumhuriyetimizin sembolleri. İkinci durağımız Konya ve İstanbul dışında Söğüt Şenlikleri, Osmanlı mirasını hatırlamak, Ertuğrul Gazi'yi, Osman Gazi'yi ve Şeyh Edebali'ni ziyaret etmek" diye . Başdanışman ğu dönemde dış politika konularında planlar yaptıklarını ve o başbakanlık görevinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "Biraz Ankara'da dursa da bunları konuşsak" ğini aktaran Davutoğlu, Erdoğan'ın da ilk fırsatta kendisini Anadolu'ya, halkın içine attığını dile getirerek, şunları söyledi: "2011 seçimlerinde bunu fark ettim, şimdi daha derinden fark ediyorum ki gerçekten enerji alacağımız yer halkın o kucağı. O niye başbakanın bu çok miting yaptığını, her fırsatta gitmeye çalıştığını anlıyorum, çünkü şarj yerimiz orası. O yorgun bir dönemden geçtik, Konya mitingine çıkıp da insanların gözlerindeki ışıltıyı gördüğümde, güvenoyu oylamasından sonra 'Bu millet için ne yapılsa yeridir, bu millet için uyunmasa hakkıdır' m. Çünkü insanlar gözlerinizin içine bakıyorlar ve sizinle gözleriniz üzerinden öyle bir buluşuyorlar ki şarj oluyorsunuz." Davutoğlu, siyasilerin enerji kaynağının halk ğunu belirterek, "Bazı siyasiler bunu yapamıyorlar işte. Ankara'da oturdukları kendi kurultaylarında enerji harcıyorlar, çünkü halktan enerji almayı bilmiyorlar" . Dışişleri Bakanlığı döneminde yorulduğu kitap yazdığını, okuduğunu söyleyen Davutoğlu, "Çocuklarının bunu bildiği için ben kitap okurken isterler veya yazarken isterler ne isteyeceklerse. Çünkü ne isterlerse 'Evet' derim. Gitsinler de devam edeyim diye. İş değiştirdiğinizde yorgunluğunuzu unutuyorsunuz. Siyasiler için, için de Ankara'da yorgunluğu unutmanın ilacı, Ankara'da yatmak değil, Diyarbakır'da, Konya'da, Trabzon'da başka bir yorgunluğu tatmak" diye . Davutoğlu, siyasette insani iletişimin yerini hiçbir şeyin tutmadığına vurgu yaparak, şöyle devam etti: "İnsanlar sizin sıcaklığınızı hissedecekler, elini tutacaklar, sarılacaklar. Sizin teriniz onun terine karışmadan siyaset olmaz.  2010 referandumu esnasında Diyarbakır mitingine gittim. Cuma namazına gittik. Fakat nasıl bir sıcak. Başbakan da başka bir yerden gelecekti. Çok terledim. Herkes terledi. Şöyle bir arandım ceplerimi. Dışişleri Bakanıyım, cemaat de biliyor. Arka saftan birden bir mendil uzandı. Baktı ki ben mendilimi bulamıyorum. 'Sayın Bakanım emin olun hiç kullanmadım' . 'Kullanmış olsaydın ve senin terin bulanmış olsaydı, benim için çok daha kıymetli olurdu' m. Sildim, geri verdim. 'Ne olur sizde çivril ' . İşte insanımız bu. Nerelisin, hangi etnisite falan demeksizin... O terin o tere karışması lazım ki kullandığınız güç meşru olsun. O ter, o tere karışmadan, yürek yüreğe girmeden, zihin zihinle buluşmadan siyaseti Ankara'da yaparsanız, bu, bürokratik oligarşi olur, elitizm olur, her şey olur ama demokrasi olmaz." "Farklı ahlaka sahip birini yanımda tutmam" Kadrosunun henüz tamamlanmadığını belirten Davutoğlu, ekip olmak için "görüş üreten ama kriz üretmeyen, ahlakıyla görüşünü birleştiren" kişilere ihtiyaç duyulduğunu ve ona göre de seçimlerini yapmaya çalıştığını kaydetti. Davutoğlu, "İnsani ilişkilerde her farklı görüşler olur. Tam tersi ben farklı görüşleri tercih ediyorum. Görüş birliği önemli değil, ahlak birliği önemli. Farklı görüşe sahip arkadaşlar olacak ki beni çeşitlendirsinler, güçlendirsinler, görmediğim şeyi görsünler. Ama farklı ahlaka sahip birini yanımda tutmam. O farklı ahlakın ana unsurları, şeyleri de belli" . "Dini makamlar, hepimizin saygı göstermesi gereken makamlar" Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığının diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye'de protokolde de çok geride ğını kaydederek, "Dışişleri Bakanı ğumda bir genelge yayımladım ve 'Bana gösterilen itibar, Diyanet İşleri Başkanımızın ziyaretinde ona gösterilecek' m. Aynı şekilde 'Fener Partiğine gösterilecek, dini liderlere, çok az insanı bile temsil etseler, o itibarı göstermenizi istiyorum' m.  Çünkü nihayet insanların gönlüne hitap eden dini makamlar, hepimizin saygı göstermesi gereken makamlar" değerlendirmesinde bulundu. 2015-2019 yılları arasını "altın bir 4 yıl" şeklinde tanımlayan Davutoğlu, "Bizim o 4 yılı kazanmamız önemli. Onun için de 2015 seçimlerinde güçlü bir şekilde iktidara gelmek, yeni Anayasayı yapabilecek kudrete ulaşmak... Şimdi de anayasayı tartışacağız. Şimdi de insan hakları, özgürlükler alanında iyileşmeler yapacağız. Şimdi de Alevi açılımı da dahil olmak üzere, Alevi vatandaşların sorunları dahil olmak üzere, her şeyi konuşacağız" ifadelerini kullandı. Davutoğlu, Alevi vatandaşların temsili bakımından önem taşıyan liderlerle de görüşeceğini bildirerek, "Bu ülke hepimizin. Dışarıda nasıl mezhebi çatışma yaşanırsa yaşansın, Türkiye'de öyle büyük bir hamur işlene işlene bugünlere geldi ki artık bu hamuru estetik bir şekil de vererek, kardeşliğimizin hamuru olarak yoğurmamız lazım" diye .   Bugün bir gazetede Ürdün'de Arapça eğitimine gittiği döneme ait arkadaşlarıyla fotoğraflarının yayımlandığının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, fotoğrafların kendisi için sürpriz ğunu dile getirdi.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız