
Okulların; öğrenmenin, gelişimin, kimlik şekillenmesinin ve sosyalleşmenin merkezi olması gerektiğine inanıyoruz ancak bazı çocuklar için okul, korku ve kaygı ile anılan bir yere dönüşüyor. Bunun görünmeyen ancak en yaralayıcı nedenlerinden biri ise akran zorbalığı.Bir Psikolog Gözüyle: Görünmeyen YaralarZorbalık yalnızca fiziksel saldırıdan ibaret değildir. Alay edilmek, dışlanmak, tehdit edilmek ya da sosyal medya aracılığıyla psikolojik baskı görmek de zorbalığın bir parçasıdır. Sosyal medya kullanımı iletişim yolu olma amacından saparak etiketleme, dışlama , güç gösterme gibi zorbalığın davranışsal arenasına dönüşmüştür. Bu durum çocuklarda özgüven kaybına, anksiyeteye, depresyona ve hatta intihar düşüncelerine yol açabilir. Netflix dizisisi ‘Adolescence’, sosyal medyanın şekillendirdiği akran zorbalığı üzerinde cinsiyet rolleri, modern ebeveynlik ve ailedinamiklerinin etkilerini çarpıcı şekilde ortaya koymaktadır. Dizi, akran zorbalığı konusunda hem mağdurun hem de failin iç dünyasına erişme imkanı sunmuştur. ‘Asıl suçlu kim?’ , ‘önlenebilir miydi?’ , ‘Bu neden yaşandı?’ ‘Dışlanma, küçük düşürücü sözler, tehditler bir gencin yaşamında nasıl derin yaralar açar ?’ Sorularına cevap aramaktadır.Zorbalığa uğrayan çocuklar genellikle sessiz kalır. Korku, utanç ve yalnızlık duyguları içinde boğulurlar. Ebeveynler ve eğitimciler, çocuğun ruh hâlindeki ani değişimleri, okul başarısındaki düşüşü ya da içe kapanmayı bir sinyal olarak görmelidir. Unutulmamalıdır ki; her çocuk sevgi ve güven ortamında büyümeyi hak eder.Bir Öğretmen Gözüyle: Sınıfın Sessiz GerçekleriSınıf ortamında bazen bir bakış bazen de bir fısıltı zorbalığın habercisi olabilir. Öğrenciler arasında kurulan hiyerarşik düzen, bazı çocukları ötekileştirir. Bunu fark etmek, yalnızca ders anlatmakla kalmayan, çocukları tanıyan ve dinleyen öğretmenlerin sorumluluğundadır.
Öğretmen olarak en büyük görevimiz; çocuklara empati kurmayı, farklılıklara saygı göstermeyi ve birbirine destek olmayı öğretmektir. Sıfır tolerans politikaları uygulanmalı, zorbalık karşısında sessizlik değil, bilinçli müdahale yöntemleri kullanılmalıdır.Çözüm Nerede?Akran zorbalığını önlemek bir kişinin değil, bir toplumun görevidir. Bu yüzden:
Okullarda rehberlik hizmetleri güçlendirilmeli ve davranışın nedenleri araştırılmalı. Cezalandırmak yerine rehberlik sağlanmalı.
Siber zorbalığa karşı önlem alınmalı ve çocukların internet kullanımı denetlenmeli.
Veliler ve öğretmenler düzenli olarak bilgilendirilmeli.
Zorba çocuklar da desteklenmeli; unutmayalım ki onlar da genellikle bir acının taşıyıcısıdır. Aile içi şiddet ve duygusal ihmal yaşayan çocuklar kendilerini güçlü hissetmek için diğer insanlara zorbalık yapma eğilimindelerdir.
Empati, iş birliği ve duygusal zekâ dersleri okul müfredatına eklenmeli.Son SözAkran zorbalığı bir çocuğun hayatında derin izler bırakabilir. Ama bu izlerin oluşmasını engellemek, biz yetişkinlerin elindedir. Sessiz çığlıkları duymak ve harekete geçmek için daha neyi bekliyoruz?
Bu yazı, çocuklarımızın daha güvenli, sağlıklı ve mutlu bir okul hayatı yaşaması için yazılmıştır.
Çocuklarımızın sosyal ve duygusal gelişimlerini ve onların sağlıklı sosyal bağlar kurmasını desteklemeliyiz. Unutmayalım: Her çocuk, yanında duran bir yetişkinle daha güçlüdür.BÜŞRA ŞAN
Öğretmen olarak en büyük görevimiz; çocuklara empati kurmayı, farklılıklara saygı göstermeyi ve birbirine destek olmayı öğretmektir. Sıfır tolerans politikaları uygulanmalı, zorbalık karşısında sessizlik değil, bilinçli müdahale yöntemleri kullanılmalıdır.Çözüm Nerede?Akran zorbalığını önlemek bir kişinin değil, bir toplumun görevidir. Bu yüzden:
Okullarda rehberlik hizmetleri güçlendirilmeli ve davranışın nedenleri araştırılmalı. Cezalandırmak yerine rehberlik sağlanmalı.
Siber zorbalığa karşı önlem alınmalı ve çocukların internet kullanımı denetlenmeli.
Veliler ve öğretmenler düzenli olarak bilgilendirilmeli.
Zorba çocuklar da desteklenmeli; unutmayalım ki onlar da genellikle bir acının taşıyıcısıdır. Aile içi şiddet ve duygusal ihmal yaşayan çocuklar kendilerini güçlü hissetmek için diğer insanlara zorbalık yapma eğilimindelerdir.
Empati, iş birliği ve duygusal zekâ dersleri okul müfredatına eklenmeli.Son SözAkran zorbalığı bir çocuğun hayatında derin izler bırakabilir. Ama bu izlerin oluşmasını engellemek, biz yetişkinlerin elindedir. Sessiz çığlıkları duymak ve harekete geçmek için daha neyi bekliyoruz?
Bu yazı, çocuklarımızın daha güvenli, sağlıklı ve mutlu bir okul hayatı yaşaması için yazılmıştır.
Çocuklarımızın sosyal ve duygusal gelişimlerini ve onların sağlıklı sosyal bağlar kurmasını desteklemeliyiz. Unutmayalım: Her çocuk, yanında duran bir yetişkinle daha güçlüdür.BÜŞRA ŞAN